🪅 Shall We Ile Ilgili 10 Tane Cümle
82m8LS. Birinci tekil ve çoğul şahıs zamirleriyle I-WE kullanılır. Gelecek zamanın yardımcı fiili olmasının yanısıra, MODAL yardımcı olarak fikir sorma veya teklif ifade eder. Ayrıca kesin kararlılık, tehdit ve vaad ifade eder. MODAL YARDIMCI olarak yukarda belirtilen anlamları esas fiile vermek için soru biçiminde I ……………………? DO YOU WANT ME TO …………………? Shall I open the door? Do you want me to open the door? ı SHALL WE ……………? LET’S ………………Shall we dance? Let’s dance. Example 1 — Shall I give the baby some tea? Bebeğe biraz çay vereyim mi? 2 — Shall I write these words in my notebook? Bu kelimeleri defterime yazayım mı? 3 — Shall we wait here? Burada bekleyelim mi? 4 — Shall we go to the cinema tonight? Bu gece cinemaya gidelim mi? 5 Shall I take these flowers to Hülya? Bu çiçekleri Hülya’ya götüreyim mi? A — REQUEST FOR AGREEMENT Fikir sorma SHALL I …………………? DO YOU WANT’ME TO ………………….? Example 1 — Shall I answer the telephone for you? Telefona sizin yerinize cevap vereyim mi? 2 — Shall I type this letter? Bu mektubu daktiloda yazayım mı? 3 — Shall I stay here until you come? Siz gelinceye kadar burada bekleyeyim mi? 4 — Shall I ask the teacher to give the exam next week? Öğretmenden imtihanı gelecek hafta vermesini isteyeyim mi? 5 — Shall I buy a ticket for you too? Sizin için de bir bilet alayım mı? 6 — Where shall I hang it? Please, hang it over there. Onu nereye asayım? Lütfen şuraya asınız. 7 — What shall I tell him? Please tell him that I’ll wait for him. Ona ne söyleyeyim? Lütfen kendisini bekleyeceğimi söyleyin. 8 — What shall I do when I go there? Please, do what I told you. Oraya gittiğimde ne yapacağım? Lütfen, size söylediğimi yapıntz. B — SUGGESTION Teklif SHALL WE………………? LETS …………………… Example 1 — Shall we eat at the restaurant? Lokantada yiyelim mi? 2 — Shall we write him a letter? Ona bir mektup yazalım mı? 3 — Shall we invite them to the party? Onları partiye davet edelim mi? 4 — Shall we go now and come back later? Şimdi gidip sonra mı gelelim? 5 — Shall we take the car to that repairshop? Arabayı o tamirciye mi götüretim? 6 —Shall we go to the cinema or theatre? Let’s go to the theatre. Sinemaya mı yoksa tiyatroya mı gidelim? Haydi tiyatroya gidelim. 7 — Shall we have tea or coffee? Let’s have tea? Çay mı yoksa kahve mi içelim? Haydi çay içelim. 7 — Shall we drink beer or coca-cola? Let’s drink beer? Çay mı yoksa bira mı içelim? Haydi bira içelim. C — STRONG DETERMINATION Kesin kararlılık Shall yardımcısı aynı zamanda bir işin yapılması ile ilgili verilmiş birtakım kararların kesinliğini göstermek için de kullanılır. Example 1 — I shall go to the match in spite of the rain. Yağmura karşın maça gideceğim. kararlıyım. 2 — I said I shall go. Why do you argue with me? Gideceğim, dedim. Niçin benimle tartışıyor sunuz? 3 — We shall sell this house. Bu evi satacağız. kararlıyız 4 — We shan’t live in this city. We shall move to a house in the country. Bu şehirde yaşamayacağız. Şehir dışında bir , eve taşınacağız. 5 — I shan’t go to school. You can’t change my mind. Okula gitmeyeceğim. Kararımı dğeiştiremez. siniz. D — THREAT Tehdit Bir kimseyi herhangi bir şeyle tehdit etmek için SHALL yardımcısından yararlanabiliriz. Example 1 — If you don’t listen to me, you shall be sent out from the class. Beni dinlemezseniz, sınıftan çıkarılacaksınız 2 — If you don’t come early, you shall be punished. Erken gelmezseniz, cezalandırılacaksınız. 3 — If you break your promise, you shan’t be respected any more. Sözünüzü tutmazsanız, bir daha saygı göremezsiniz. E — PROMISE Söz verme, vaat Birinci şahıslarla WILL yardımcısının istek ve vaat ifade etmesine karşın, SHALL diğer şahıslarla kullanılarak vaat, bir başka deyişle, söz verme ifade eder. Example 1 — I will never forget you. Sizi hiç bir zaman unutmayacağım. 2 — You shall get your tickets tomorrow. Biletlerinizi yarın alacaksınız. 3 — You shall receive your parcel in two days’ time. Paketinizi iki güne kadar alacaksınız. 4 — You shall have a nice present when you finish your school. Okulunu bitirdiğinde iyi bir hediye alacaksın. 5 — He shall return your book next week. Kitabınızı gelecek hafta geri verecek. SHALL REQUEST FOR AGREEMENT Fikir sorma SUGGESTION Teklif STRONG DETERMINATION Kesin kararlılık THREAT Tehdit PROMISE Vaat, söz verme EXERCISES Örneklerden yararlanarak SHALL yardımı ile karşınızdakinin fikrini sorunuz. Example 1 —Do you want me to come at five o’clock? Shall I come at five o’clock? 2 — Where do you want me to sit? Where shall I sit? 1 — Do you want me to tell him the truth? 1 — Do you want us to put these books here? 3 — Do you want us to turn the lights on? 4 — Do you want me to meet you at the station? 5 — Do you want me to talk to her? 6 — Do you want me to sing & song for you? 7 — Do you want me to invite her? 8 — Do you want me to wash the dishes now? 9 — Where do you want me to leave it? 10 — What do you want me to tell him? 11 — Where do you want me to buy the tickets? B — örnekten yararlanarak karşınızdaki kimselere teklifte bulununuz, Example 1 — Let’s listen to Turkish music. Shall we listen to Turkish music? 1 — Let’s have steak. 2 — Let’s visit Miss Williams after school. 3 — Let’s play basketball today. 4 — Let’s drink something in the Cafe. 5 — Let’s take your brother with us. 6 — Let’s stay at home today. . 7 — Let’s ask this question to the teacher. 8 — Let’s do this exercise again.
Türkçe’ye -ecek, -acak’ olarak çevrilen will, İngilizce dil bilgisi konuları arasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Gelecek zamandan bahsederken kullanılan bir yapıdır. Will yapısı ile olumlu ve olumsuz yapıda cümleler kurabileceğiniz gibi, soru cümleleri de kurabilirsiniz. Bu yapı, günlük konuşmalar dahil, sıklıkla karşınıza çıkacak bir yapıdır. Dolayısıyla İngilizcenizi geliştirmek adına, will yapısını iyi öğrenmeniz de önemlidir. Sizler için hazırladığımız bu yazımızda, will won’t konu anlatımı, will future konu anlatımı gibi kalıpların karşılığını bulabileceğiniz gibi, will yapısı ile ilgili olarak bolca cümle örneğini de inceleyebilirsiniz. Etimolojisi incelendiğinde, on ikinci yüzyıldan önce, eski İngilizcede bulunan willa’ kelimesinden geldiği görülebilecek olan will kelimesi, vil’ diye Will Nedir?Will, İngilizce Future Tense, yani gelecek zaman kipi konusundan bildiğimiz bir kelime. Bu kelime, gelecek zaman anlamı vermek amacı ile kullanılmaktadır. Ayrıca yapı olarak da bir yardımcı fiildir. Genel anlamda -acak, – ecek anlamlarını vermek amacı ile kullanılmaktadır. Will’in kullanım alanlarını ve ayrıntılı anlatımını yazının devamında bulabilirsiniz. Yardımcı fiilin İngilizce karşılığı auxiliary verb’tür. Auxiliary’ kelimesi, “ek destek veya yardım sağlayan” anlamına gelmektedir. O halde auxiliary verb yani yardımcı fiil, ana eylem fiilini gelecek zamanla değiştirmeye yardımcı olan bir fiildir. Bu özel yardımcı fiil cümlenin önemli bir parçası değildir.I will call her later’ cümlesinde, call kelimesi asıl eylemdir. Önemli olan eylem odur. will’ kelimesi cümlede sadece call yani arama eyleminin gelecekte yapılacağını belirtmek için yardımcı fiil olarak görev alır. İngilizce dil yapısında yardımcı fiillerin, dolayısıyla da will’in görevi asıl fiile yardımcı Will Kullanımı Nasıldır?Will İngilizcede üç farklı şekilde kullanılabilir. İnceleyelim;Ani verilen kararlarda will yapısını kullanabiliriz. Aniden bir şey yapmaya karar verdiğimizde, bunu belirtirken kullanmamız gereken yapı will yapısıdır. On the spot decisions dediğimiz konuşma anında karar verme durumlarının ifadesinde sıklıkla will yapısının kullanıldığını Did you call those people from the party last night? Geçen akşamki partideki insanları aradın mı?Alicia No, I forgot. I will call them in an hour. Hayır, unuttum. Bir saat içerisinde arayacağım / ararım.Marry I am exhausted. Çok yoruldum / yorgunum.Brian Ok. I will make your bed for you to rest. Tamam. Dinlenmen için yatağını hazırlarım / hazırlayacağım.Your actions really hurt my heart. But I will still listen to you. Yaptıkların kalbimi gerçekten çok kırdı. Ama seni yine de dinleyeceğim.Gelecek ile ilgili bir tahminde bulunurken will yapısını kullanabiliriz. Eğer geleceğe dair kesinliği olmayan bir tahminde bulunacaksak, bunun ifadesinde kullanacağımız yapı will olmalıdır. Eğer konuşulan şey bir olasılıktan daha fazlası değilse, will ile ifade edilmesinde bir sorun guess I will not be able to keep up with the doctor’s appointment with you. I am really sorry. Sanırım seninle doktor randevuna yetişemeyeceğim. Gerçekten özür dilerim.He doesn’t prepare himself as well as he should for the talent exam. Therefore, I think he will not be successful in the exam. Yetenek sınavına çalışması gerektiği kadar çalışmıyor. Bu nedenle, sınavda başarılı olamayacak diye düşünüyorum.I think after a few years, we will not need to learn languages. Bence birkaç sene sonra, dil öğrenmeye ihtiyaç duymayacağız.I think environmental pollution will decrease in the near future. Bence çevre kirliliği yakın zamanda azalmış olacak. / Gelecek ile ilgili kesinliği olmayan bir ihtimalin ifadesinde cümleye genellikle I think..’, I am afraid..’ yapıları ile teklifte bulunurken ya da söz verirken de will yapısını kullanabiliyoruz. Birine bir konu ile ilgili bir söz veriyorsak ya da bir şey teklif ediyor isek, will kalıbını kullanmamız you help me with the project? Bana projede yardım eder misin? / TeklifWill you marry me? Benimle evlenir misin? / TeklifThe bag is too heavy, I will carry it for you. Çanta çok ağır, onu senin için taşıyacağım. / SözWill Kullanımının Gramer Formülü Nedir?Gramer formülü cümlelerin yapısını verir. Will yapısının gramer formülünü beraberce inceleyelim;Will, Özne + Yardımcı Fiil + Fiil’ formülüne göre oluşturulan cümle kalıplarına sahiptir. Yani will ile kurulan bir cümlede gramer yapısı şu şekilde olmalıdır,Özne + will + fiilCümle örneklerini inceleyelim;I will not call her tomorrow. Onu yarın aramayacağım. / Olumsuz yapıda bir cümle. Gelecekte yapılması planlanan bir şey söylenmiş -aramamak- .She will be sick if she continues to wear clothes like those. Eğer öyle kıyafetler giymeye devam ederse, hasta olacak. / Bu bir koşul cümlesi, eğer öyle olursa, böyle olur’ they come to your birthday party next week? Onlar, senin gelecek haftaki doğum gününe gelecekler mi? / Soru cümlesi, bir şeyin gelecek zamanda yapılıp yapılmayacağı Will Nasıl Kısaltılır?İngilizcede will kesme işareti ve sonrasında ll’ eklenerek kısaltılmaktadır. Özellikle gündelik konuşmalarda Türkçede de kısaltmalara sıklıkla başvuruyoruz. Yazarken daha hızlı yazmak, konuşurken de daha hızlı konuşmak için bu tür yöntemler tercih edilebiliyor. İngilizcede de kısaltmalar bu amaç ile kullanılabiliyor. Ayrıca kısaltmaların görece daha resmi konuşma ve yazışmalarda tercih edilmediği de ile ilgili cümle örneklerini inceleyelim;She will go for a run tomorrow morning. O, yarın sabah koşmaya gidecek. / Burada yapılacak kısaltma She’ll go for a run tomorrow will watch the show that you mentioned this weekend. Bana bahsettiğin programı bu hafta sonu izleyeceğim. / Yapılacak kısaltma I’ll watch the show that you mentioned this will go to that concert in Berlin next year because there was not any ticket for the last plane. Berlin’deki o konsere gelecek sene gidecekler, çünkü son uçakta da yer kalmamış. Yapılacak kısaltma They’ll go to that concert in Berlin next year because there was not any ticket for the last Will’in Olumsuzu Nedir?Olumsuz yapıda bir cümle kurmak için, genellikle cümleye olumsuzluk eki eklenmektedir. Bu ek de genellikle not’ ekidir. Will yapısını cümle içinde kullandığımızda, olumsuz yapıda bir cümle kurmak istiyorsak, will olumsuzu olarak, will’in yanına not’ olumsuzluk ekini ekleyerek, will not’ yapısını elde edebiliriz. Will not yapısının kısaltması da won’t’dur. Won’t yapısına resmi yazışmalar ve konuşmalarda rastlama ihtimaliniz oldukça azdır. Will not, vil nat’ olarak okunmaktadır. Konu ile ilgili cümle örnekleri will not / won’t come with us. She says she can not find her keys. Alicia bizimle gelmeyecek. Anahtarlarının bulamadığını söylüyor.His fiancee will not / won’t be at home before six. Onun nişanlısı, saat altıdan önce evde olmayacak.I am late for the appointment. I will not / won’t wait for you. Just meet me there, okay? Görüşmeye geç kaldım. Seni beklemeyeceğim. Benimle orada buluş / orada buluşalım, tamam mı?Will ile Cümle ÖrnekleriWill örnek cümlelerini aşağıda beraberce inceleyelim;In my opinion, people will consume less organic food in five years. Bana göre, insanlar, beş yıl içerisinde daha az organik gıda tüketecek.He will miss you in future. O, gelecekte seni özleyecek.I am afraid we will have to reschedule our meeting again. Korkarım, toplantımızı yeniden düzenlememiz gerekecek.If I win the jackpot, I will buy you a house too. Eğer büyük ikramiyeyi kazanırsam sana da bir ev alacağım.I think you should not be so confident. He will come to that concert with you.Bence kendine bu kadar güvenmemelisin. O senle beraber o konsere gelecek.In five years, I will be living in Germany with the person I love. Beş sene sonra sevdiğim insan ile beraber Almanya’da yaşıyor olacağım.If we do not see that sweet dog that we always see on the road today, I will be a little sad. Her zaman yolda gördüğümüz o tatlı köpeği bugün görmezsek, biraz üzüleceğim.Let’s talk about all my troubles tonight. I will not think of any of this tomorrow. Bu akşam tüm dertlerimi konuşalım. Yarın bunların hiçbirini düşünmeyeceğim.I will be in training by the end of the month, but I promise I will help you with your homework. Ay sonuna kadar eğitimde olacağım ancak söz veriyorum sana ödevlerinde yardım edeceğim.Will ile Soru Cümlesi ÖrnekleriSoru cümlelerinde will başa gelmelidir. Will kalıbı ile soru cümlesi örnekleri you evaluate the issue with your girlfriend? Kız arkadaşın ile konuyu değerlendirecek misiniz? / Will ile kurulan cümlelerdeki gramer formülünü hatırlayacak olursak, özne + will + eylem olarak özetlemiştik. Soru cümlelerinde will yapısı başa geliyor. Ve formülümüz şu şekilde değişiyor will + subject + verbWill Ricky Gervais do one of his great shows again? Ricky Gervais, o harika gösterilerinden birini tekrar yapacak mı?Will you come with me to the cinema next week? Gelecek hafta benimle sinemaya gelecek misin?How will you stay silent about this terrible situation? Bu korkunç durum ile ilgili olarak nasıl sessiz kalacaksın?What will you do first when you meet him? Maybe you want to give him a good hug. Onunla karşılaştığında ilk ne yapacaksın? Belki ona iyice bir sarılmak istersin.How often will you call me while studying in Germany? Almanya’da okurken beni ne sıklıkla arayacaksın?Will you go to the forest for a run in the morning? Sabah koşmak için ormana gidecek misin?Will you tell me when to call you? Because I really want to call you. Bana, seni ne zaman aramam gerektiğini söyleyecek misin? Çünkü seni gerçekten aramak isterim.Will you tell me what happened? Or should I call the police? Bana neler olduğunu anlatacak mısınız? Yoksa polis mi çağırayım?In which hall will the philosophy meeting you mentioned take place? Bahsettiğin felsefe toplantısı hangi salonda yapılacak?Will you sing this song with me at my graduation ceremony? Mezuniyet törenimde benimle bu şarkıyı söyleyecek misin?Won’t ile Cümle ÖrnekleriOlumlu yapıda kurulmuş cümleleri olumsuz yapmak için not’ olumsuz eki kullanılmalıdır. Yukarıda örneğini gördüğünüz olumlu yapıda cümleleri olumsuz yapıda cümleler olarak yeniden düzenleyelim. Will not / won’t ile cümle örnekleri my opinion, people will not / won’t consume less organic food in five years. Bana göre, insanlar, beş yıl içerisinde daha az organik gıda tüketmeyecek.He will not / won’t miss you in future. O, gelecekte seni özlemeyecek.I am afraid we will have to reschedule our meeting again. Korkarım, toplantımızı yeniden düzenlememiz gerekecek.If I win the jackpot, I will not / won’t buy you a house too. Eğer büyük ikramiyeyi kazanırsam sana da bir ev almayacağım.I think you should not be so confident. He will not come to that concert with you.Bence kendine bu kadar güvenmemelisin. O senle beraber o konsere gelmeyecek.In five years, I will not / won’t be living in Germany with the person I love. Beş sene sonra sevdiğim insan ile beraber Almanya’da yaşıyor olmayacağım.If we do not see that sweet dog that we always see on the road today, I will not / won’t be a little sad. Her zaman yolda gördüğümüz o tatlı köpeği bugün görmezsek, biraz üzülmeyeceğim.Let’s talk about all my troubles tonight. I will not think of any of this tomorrow. Bu akşam tüm dertlerimi konuşalım. Yarın bunların hiçbirini düşünmeyeceğim.I will be in training by the end of the month, but I promise I will not / won’t help you with your homework. Ay sonuna kadar eğitimde olacağım ancak söz veriyorum sana ödevlerinde yardım etmeyeceğim.Won’t ile Soru Cümlesi ÖrnekleriDilerseniz bir de soru cümlelerini nasıl olumsuz yapacağımıza bir göz atalım. Will not / won’t ile soru cümlesi örnekleri you evaluate the issue with your girlfriend? Kız arkadaşın ile konuyu değerlendirmeyecek misiniz? / Will ile kurulan cümlelerdeki gramer formülünü hatırlayacak olursak, özne + will + eylem olarak özetlemiştik. Olumsuz soru cümlelerinde will yapısı başa geliyor. Ve formülümüz şu şekilde değişiyor will not + subject + verbWon’t Ricky Gervais do one of his great shows again? Ricky Gervais, o harika gösterilerinden birini tekrar yapmayacak mı?Won’t you come with me to the cinema next week? Gelecek hafta benimle sinemaya gelmeyecek misin?How won’t you stay silent about this terrible situation? Bu korkunç durum ile ilgili olarak nasıl sessiz kalmayacaksın?What won’t you do first when you meet him? Maybe you want to give him a good hug. Onunla karşılaştığında ilk ne yapmayacaksın? Belki ona iyice bir sarılmak istersin.How often will not you call me while studying in Germany? Almanya’da okurken beni ne sıklıkla aramayacaksın?Won’t you go to the forest for a run in the morning? Sabah koşmak için ormana gitmyecek misin?Won’t you tell me when to call you? Because I really want to call you. Bana, seni ne zaman aramam gerektiğini söylemeyecek misin? Çünkü seni gerçekten aramak isterim.Won’t you tell me what happened? Should I call the police? Bana neler olduğunu anlatmayacak mısınız? Polis mi çağırayım?In which hall won’t the philosophy meeting you mentioned take place? Bahsettiğin felsefe toplantısı hangi salonda yapılmayacak?Won’t you sing this song with me at my graduation ceremony? Mezuniyet törenimde benimle bu şarkıyı söylemeyecek misin?7. Sınıf İngilizce Öğrencileri İçin Will Konusu7. sınıf İngilizce müfredatına baktığımızda, Dreams yani Rüyalar isimli ünitenin bir bölümünde, will konusunun bir kullanımının öğretildiğini görüyoruz. Making Predictions With WILL WILL ile Tahminde Bulunma’ başlığı altında konuyu görebilirsiniz. Öğrencilerin bu seviyede, İngilizce yetkinlik anlamında bu türden cümleleri kurabiliyor olması oldukça önemli. Making predictions with will, yani will ile tahminde bulunma konusu, bizim de bu yazıda işlediğimiz bir konu. Konu ile ilgili detaylı bilgi edinmek için, yazımızı ile İngilizce Egzersiz SorularıWill konusu ile ilgili hazırladığımız test ile, konuya olan hakimiyetinizi kontrol edebilirsiniz. Hazırsanız, People will ____ on the streets in the far living B live C are live D be live2. I _____ call her tomorrow will B am C not D did3. Remzi _____ at six next will arrives B arrives C will going arrive D will arrive4. When Tobias arrives we _____ a baby will has B have C are going to has D will have5. Nobody ______ recognize you in that costume. Please be are going to B will C won´t D isn´t go to6. I am not sure but It _____ in an rain B will rains C will going to rain D will rain7. A This TV show is in Turkish, and I don’t know Turkish. Can you help me? B Sure, I _______ it for translates B won’t translate C will translate D am translate8. A Is it possible for you to give Leyla a present for me? B Sure, Probably I _____ her at the party this will see B see C saw D am seeing9. Choose the correct She will calls tomorrow B They will do it for me C They wills be at the office now D Where will she be tomorrow?10. I will ______ right here until Joshua forgives wait B waiting C waits D not waitingWill İngilizce Egzersiz PDFYazıda yer verdiğimiz örnek soruların PDF versiyonuna buradan ile Modal Verbler Arasındaki Benzerlik Nedir?Modal auxiliary verb, modal verb veya kısaca modal, İngilizce gramer konuları arasında, cümlelere zaman, gereklilik, ihtimal ve yeterlilik gibi anlamlar katan yardımcı fiiller anlamında kullanılmaktadır. İngilizcedeki modal verb’ler can, could, may, might, must shall, should, will ve would olarak özetlenebilir. Modal’lar; be, do ve have ile beraber auxiliary verb’leri yani yardımcı fiilleri kelimesi İngilizce mood zihnin durumları, duygu kelimesinden gelmektedir. Örnekleri beraber inceleyelimShe can cry really loud. O çok sesli ağlayabilir.I could hear the music. Müziği duyabiliyorum.May I ask a few questions? Birkaç soru sorabilir miyim?She said she might be late. Gecikebileceğini söyledi.You all must show your ID cards. Hepiniz kimliklerinizi göstermelisiniz.They shan’t be gone far. Uzağa gitmemeliler.She should have been careful. Dikkatli olmalıydı.Lilly will regret it when she is older. Lilly, yaşlandığında buna pişman olacak.The door wouldn’t open. Kapı açılmıyor.Modal verbs dediğimiz yapılar şunlardırcan, may, must, shall, will, could, might, should, wouldBir şeyin kesin, mümkün veya imkansız olduğuna inanıp inanmadığımızı göstermek için modals kullanırızAlicia’s keys must be in the bag. Alicia’nın anahtarları çantada olmalı.It might snow today. Bugün kar yağabilir.This can not be my leggings. It’s too small. Bu benim taytım olamaz. Çok küçük. ayrıca yetenekler hakkında konuşmak, izin istemek ve talepte bulunmak ve teklifler yapmak gibi şeyler yapmak için de kullanıyoruzShe can not sing. O şarkı söyleyemiyor.May I ask a question? Bir soru sorabilir miyim?Could I have some coffee, please? Kahve alabilir miyim lütfen?Would you like some help? Biraz yardım ister misiniz?Will’e gelecek olursak, bu modal, gelecekte gerçekleşecek vaatlerle veya gönüllü eylemlerle kullanılan bir yardımcı fiildir. “Will”, gelecekle ilgili tahminlerde bulunmak için de Tense için Will Neden Önemlidir?Türkçede gelecek zaman kipinin karşılığı future tense’tir. Bu zaman kipindeki cümleler, genellikle -ecek, -acak anlamları vermektedir. Future tense yani gelecek zaman kipi, henüz olmamış, gelecekte yapılacak olan eylemlerin ifadesinde kullanılmaktadır. Will yapısı, future simple tense yani gelecek zaman kipinde, tüm özneler ile beraber kullanılabilen bir yardımcı fiildir. Future tense için kullanılan temel yardımcı fiil olması bakımından da oldukça ve Going to Bağlantısı Nedir?Will ile ilgili detaylı konu anlatımına yukarıda yer verdik. Şimdi dilerseniz, kısaca going to’ kullanım alanlarına da bir göz atalım ve bu iki yapının arasındaki bağlantıyı ve İngilizce arasında hem ortak noktalar var hem de bu iki dili birbirinden ayıran çok ince ayrıntılar bulunuyor. Örnek verecek olursak, will ve going to kalıplarına bir göz atmamız yeterli olacaktır. Bu iki yapı da, aslında gelecek zamanın ifadesinde kullanılmaktadır. Fakat eğer ana diliniz İngilizce değilse, bu ikisi arasındaki farkı öğrenmek belki de sizin için o kadar da kolay kalıbın aynı zamanı ifade etmelerine rağmen farklı alanlarda kullanılıyor olması, dilin ayrıntılarını bilmeyen biri için başlarda zorlayıcı olabilir. Bir başka deyişle, bu iki yapı da gelecek anlamı veriyor olsa da, farklı durumları belirtirken kullanılmalıdır. Be going to ifadesi de, tıpkı will ifadesi gibi gelecek zaman anlamını vermektedir ve -acak, -ecek anlamına karşılık gelmektedir. Be going to kalıbı, will kalıbına kıyasla daha yakın bir geleceği ifade etmek için kullanılıyor ve daha güçlü delillere dayanan durumların ifadesinde kullanılıyor. Gramer yapısına bakacak olursak;Özne + Be Going To + FiilI’m going to buy a new house.’ debildiğindeBen yeni bir ev alacağım.’ denildiğini ve bu ev alma işleminin yakın zamanda gerçekleşeceğini to yapısının kullanım yerlerine de bir göz atalım;Gelecek ile ilgili, daha önceden planlanmış eylemlerde going to kalıbı kullanılmalıdır. Bir şeyi planladıysak ve yakın zaman olmasına karar verdiysek, konu ile ilgili cümlede mutlaka going to kalıbını geçirmemiz to kalıbının ikinci kullanım yeri ise, bir olayın gerçekleşeceğine dair güçlü bir kanıtımızın olduğu yerdir. Bir olay yakın zamanda olacaksa ve bunun için güçlü bir kanıtımız varsa, bunun ifadesinde going to kalıbına yer vermemiz olarak, gelecekle ilgili planlarımız ve beklentilerimiz için be going to’ kalıbını olarak, will ve going to kalıpları arasında iki temel fark bulunmaktadır;1. Bir kesinliği olmadan, geleceğe dair tahmin yürütmelerde kullanılan kalıp will’dir. Going to kalıbını kullanmamız için ise, güçlü bir delile ihtiyaç O anda verdiğimiz anlık kararları kapsayan yapı will’dir. Going to yapısında ise, daha önceden planlanmış ve yakın bir zamanda gerçekleşmesine karar verdiğimiz eylemler söz konusudur.
Bundan önceki iki derste, dolaylı anlatımda düz cümleler ve soru cümleleri üzerinde duruldu. Bu derste ise emir cümleleri, tavsiye cümleleri ve diğer kullanımlar üzerinde durulacaktır. ► Emir cümlelerinde çoğunlukla tell ve hemen peşinden hitap edilen kişi getirilir ve fiilden önce "to" kullanılır. - He said, “Open the door.” O, "Kapıyı aç," dedi. - He told me to open the door. Bana kapıyı açmamı söyledi. - They said, “Close the window, John” Onlar, "John, kapıyı kapat," dediler. - They told John to close the window. John'a pencereyi kapamasını söylediler. ► Olumsuz cümlelerde ise "to" bağlacından önce "not" getirilir. - He said, “Don't open the door.” O, "Kapıyı açma," dedi. - He told me not to open the door. Kapıyı açmamamı söyledi. - They said, “Don't close the window, Mary.” Onlar, "Pencereyi kapatma Mary," dediler. - They told Mary not to close the window. Mary'ye pencereyi kapamamasını söylediler. ► Emir, tavsiye, rica ve teklif cümleleri aşağıdaki filler kullanılarak aktarılır. - advise tavsiye etmek - ask rica etmek - command emretmek - order emretmek - forbid yasaklamak - remind hatırlatmak - warn uyarmak Examples; - If I were you, I would buy a new one”, he said. O, "Yerinde olsam yeni bir tane alırım," dedi. - He advised me to buy a new one. Yeni bir tane almamı tavsiye etti. - “Would you wait a little for me? ” I said. "Beni biraz bekler misin?" dedim. - I asked him to wait a little for me. Beni biraz beklemesini rica ettim. - She said “Would you like to come to my party, Peter?” O, "Partime gelmek istermisin Peter," dedi. - She invited Peter to her party. Peter'i partisine davet etti. - The general said, “Keep off the new tank.” General “Yeni tanktan uzak durun” dedi. - The general ordered them to keep of the new tank. General yeni tanktan uzak durmalarını emretti. "Shall" In Reported Speech Shall I - Shall we ► Future Tense'de, will yerine kullanılan shall olduğu zaman ve birisinden bilgi verme ricasında bulunulduğu zaman, cümle aktarılırken shall yerine would kullanılır. - “When shall I see my family again?” she wondered. “Ailemi bir daha ne zaman göreceğim?” diye meraklandı. - She wondered when she would see her family again. Ailesini bir daha ne zaman göreceğini merak etti. - “Where shall we go after school today?” the students asked. “Bugün okuldan sonra nereye gideceğiz?” çocuklar sordu. - The students asked where they would go after school that day. Öğrenciler o gün okuldan sonra nereye gideceklerini sordular. ► Birisinden talimat ve tavsiye isteğinde bulunulduğu zaman should ya da was / were to kullanılır. - The assistant said, “Shall we open the shop on Sunday, sir?” Pazar günü dükkanı açalım mı?” dedi asistan. - The assistant asked the manager if they should / were to open the shop on Sunday. Asistan müdüre dükkanı pazar günü açmaları gerekiyor mu diye sordu. - The girl asked, “What shall I wear for the party, Hilal?” “Partiye ne giyeyim Suzie?” kız sordu. - The girl asked asked Suzie what she should / was to wear for the party. Kız, Suzie'ye partiye ne giysem diye sordu. ► Birisine bir iyilik yapma teklifinde bulunma durumlarında yine "shall" kullanılır. - “Shall I paint your house?” I said to my friend. Arkadaşıma “Evini boyayayım mı?” dedim. - I offered my friend to paint his house. Arkadaşıma evini boyamayı teklif ettim. - “Shall we go to the cinema after school? ” I said. “Okuldan sonra sinemaya gidelim mi?” dedim. - I suggested going to the cinema after school. Okuldan sonra sinemaya gitmeyi teklif ettim. "Will, Would, Could" in Reported Speech ► "Will" eğer gelecek zaman future tense kullanılan bir cümlede yardımcı fiil olarak kullanılıyorsa, normal kurallara göre "would" olarak değişir. - They asked “Will the teacher come to the party next week?” “Öğretmen gelecek hafta partiye gelecek mi?” diye sordular - They asked if the teacher would come to their party to following week. Bir sonraki hafta öğretmenin partiye gelip gelmeyeceğini sordular. ► Eğer will, would veya could, rica cümlelerinde kullanılıyorsa, aşağıdaki şekilde değiştirilir. - “Will you help me, please?” she said. O, “Lütfen yardım eder misin” dedi. - She asked me to help her. Benden yardım etmemi istedi. - “Will you eat one more apple?” Bir tane daha elma yer misin? - “Would you eat one more apple?” Bir tane daha elma yer misin? - He offered me one more apple. Bana bir elma daha teklif etti. - “Could you post this letter for me?” Bu mektubu benim için postalayabilir misin? - She asked me to post that letter for him. Mektubu postalamamı rica etti. Let's in Reported Speech ► Let's ile başlayan cümleler suggest + V ing şeklinde veya should kullanılarak aktarılır. - He said “Let's change the furniture in the living room.” O, “Hadi oturma odasındaki mobilyayı değiştirelim.” dedi. - He suggested changing the furniture in the living room. Oturma odasındaki mobilyayı değiştirmeyi önerdi. - He suggested that they should change the furniture in the living room. Oturma odasındaki mobilyayı değiştirmeleri gerektiği önerisinde bulundu. YES and NO in Reported Speech Yes veya no ile cevap verilmesi gereken durumlarda, sorunun zamanına göre uygun yardımcı fiil kullanılır. - My mother said Did you buy it?' I said no. Annem, "Onu aldın mı? diye sordu. "Hayır," dedim. - My mother asked me if I had bought it. I said I hadn't. Annem onu alıp almadığımı sordu. Almadığımı söyledim. - My friend, “Can you swim?”, I said “Yes” Arkadaşım, "Yüzebilir misin?" diye sordu. "Evet," dedim. - My friend asked me if I could swim. I said I could. Arkadaşım yüzebilip yüzemediğimi sordu. Bildiğimi söyledim. "Must" in Reported Speech ► Eğer "must" kelimesi, sonuç çıkarmak için kullanılıyorsa, dolaylı cümlede aynen kalır. - The man said, “That little boy helps everybody. He must be kind-hearted.” Adam “Şu küçük çocuk herkese yardım ediyor. İyi kalpli olmalı. dedi” - The man said that the little boy helped everybody and added that he must be kind-hearted. Adam çocuğun herkese yardım ettiğini söyledi ve iyi kalplı olsa gerek diye ilave etti. ► Kalıcı ve sürekliliğini muhafaza eden emir cümlelerinde de "must" değişmez. - The president said, “Everybody must be obediend to the Creator.” Başkan “Herkes Yaratıcı'ya karşı itaatli olmalı” dedi. - The president said that everybody must be obediend to the Creator. Başkan herkesin Yaratıcı'ya karşı itaatli olmaları gerektiğini söyledi. ► Tavsiye ve niyet bildiren durumlarda "must" aynen kalır. - My friend said “You must see a doctor.” Arkadaşım “Bir doktora görünmelisin.” dedi. - My friend told me that I must see a doctor. Arkadaşım doktora görünmem gerektiğini söyledi. ► Geleceğe yönelik mecburiyet bildiren must eğer o isi hala tamamlanmamışsa "would have to" ile anlatılır. Eğer tamamlanmışsa "had to" kullanılır. - My father “Your brother lost his job at that company. You must find him another job.” Babam “Kardeşin o şirketteki işini kaybetti ona başka bir iş bulmalısın.” dedi. Burada mecburiyet geleceğe dönüktür. Yani; must = will have to'dur. Eğer bu cümle söylendiği sırada, hala iş bulma zorunluluğu devam ediyorsa, "would have to" kullanılır. - My father told me that my brother had lost his job in the company and added that I would have to find him another job. Babam, kardeşimin işini kaybettiğini ve ona bir iş bulmak zorunda olduğumu söyledi. Bu cümle aktarılırken eğer iş bulunmuşsa, had to kullanılır. - My father told me that my brother had lost his job and anned that I had to find another job. Babam kardeşimin işini kaybettiğini ve ona bir iş bulmak zorunda olduğumu söyledi. ► Mustn't değişmez. - Jack said “You mustn't smoke. ” Jack, "Sigara içmemelisin," dedi. - Arif said I mustn't smoke. Jack sigara içmemem gerektiğini söyledi. ► Needn't çoğunlukla değişmez - Mary, “You needn't come tomorrow.” Mary, "Yarın gelmene gerek yok," dedi. - Mary said I needn't come the following day. Mary ertesi gün gelmeme gerek olmadığını söyledi. When we want to report requests, advice, promises or instructions, we use a very simple construction affirmative commands → to + infinitive negative commands → not + to + infinitive To report requests and commands, we can use variety of reporting verbs ask, advise, warn etc and we need pronoun and tense changes just as in reported speech. - The introductory sentence in commands In introductory sentences, the word "tell" is often used to express the command. But there are some other verbs such as order, insist, command etc. Direct Do your homework.” Reported Dad told me to do my homework. - Reported Requests When we ask someone to do something in a polite way, we use request words. affirmative request → asked me + to + infinitive Direct Speaker “Could you close the door, please?” Reported She asked me to close the door. - Negative commands negative request → asked me + not + to + infinitive Direct Could you not make so much. Reported She asked me not to make so much noise. - Suggestions We use the verb "suggest" when we report suggestions. Direct Let’s go to the match.” Reported Dad suggested going to the match or Dad suggested that we go to the match. - Other Reporting verbs There are some other reporting verbs that we we can use depending on the meaning. advise → The doctor advised me to stop smoking. promise → My dad promised to buy me a laptop. agree → We agreed to sign the agreement. offer → He offered to buy a drink. More Examples Direct Could you please show me where the cinema is? Reported He asked me to show him where the cinema is. Direct Can you lend me some money? Reported Then he asked me to lend him some money. Direct You should come and visit me in London. Reported She advised me to go and visit her in London. Direct You shouldn't spend the night here. It is dangerous. Reported He advised us not to spend the night there since it is dangerous. Direct Don’t speak loudly in the library. Reported He warned us not to speak loudly in the library. Direct Get out of the classroom. Reported The teacher ordered us to get out of the classroom. Direct I will send you an e-mail as soon as I arrive in London. Reported She promised to send me an e-mail as soon as she arrives in London.
shall we ile ilgili 10 tane cümle