🎍 Insan Suresi 22 Ayet Fazileti
Ayet- el kürsi okunan eve şeytan giremez. O evde büyü tutmaz. 7777 ayetel kürsi fazileti. Devamlı olarak ayet- el kürsi okumaya devam eden kişi hem dünyada hem ahirette büyük makamlara erişir. Ayet- el kürsi nimetler 313 defa okuyup ve her okuyuşta huuu diye üfürülürse o nimet bereketlenir. 313 ayet- el kürsinin hatim adedidir.
Postedby. u/tafaqqurislam. 7 minutes ago. İnsân Suresi, 5.-6. Ayet | Tariq Mohammed #Tafaqqurİslam #Düşünen #Düşündüren. 0 comments. 100% Upvoted.
KamerSuresi Okumanın Fazileti ve Faydaları. Rahman ve Rahim olan Allahın Adıyla.. Kamer süresinin faziletleri sırlarını en iyi bilen Yüce Allah ve Resülüdür. Kuranı Kerim önemli surelerden biri olan kamer ve ayetlerini okunduğunda manevi bir armağan verilir. Tabi kişi ne niyetle okuyup o sureyi vesile ederek duada bulunması
27.07.2022 22:50; ABONE OL. İmran suresinin okunuşu, Türkçe anlamı ve fazileti! İmran suresi kaç ayet? İmran Suresi Kaç Ayet? İmran suresinin ayet sayısı 200'dür.
20 Ne yana baksan hayâle gelmez nimetler, ihtişam ve büyük bir saltanat görürsün. 21: Cennetliklerin üzerlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süslenirler. Rableri onlara tertemiz bir içecek içirir. 22: Onlara şöyle denir: “Bütün bunlar, sizin için hazırlanmış bir mükâfattır.
Kıyamet Suresi fazileti ve diğer tüm konularda bilgi edinmek dinen gerekli durumlar arasında yer alıyor. Kıyamet Suresi Arapça yazılışı, Türkçe anlamı, meali, tefsiri ve fazileti
Ayet insan için izleyeceği bir yol ve varmak isteyeceği bir amaç belirliyor. Fakat insan kimi zaman bu belirli yolu izliyor, istikametini kaybetmiyor; kimi zaman da yoldan çıkıp sapıtıyor. Belirli bir yere ulaşmak için ilerleyen yolcunun tek hedefi hiç şüphesiz mutlu hayat ve iyi akıbettir.
xCs8. ❬ Önceki Sonraki ❭ Your browser doesn’t support HTML5 audio إِنَّ هَٰذَا كَانَ لَكُمْ جَزَآءً وَكَانَ سَعْيُكُم مَّشْكُورًا İnne hâzâ kâne lekum cezâen ve kâne sa’yukum meşkûrâmeşkûren. Onlara şöyle denecektir “Şüphesiz bu sizin için bir mükâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülmüştür.” Türkçesi Kökü Arapçası şüphesiz إِنَّ bu هَٰذَا oldu ك و ن كَانَ sizin لَكُمْ ödülünüz ج ز ي جَزَاءً ve olmuştur ك و ن وَكَانَ çalışmanız س ع ي سَعْيُكُمْ teşekküre layık ش ك ر مَشْكُورًا Diyanet İşleri Başkanlığı Onlara şöyle denecektir “Şüphesiz bu sizin için bir mükâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülmüştür.” Diyanet Vakfı Onlara şöyle denir Bu, sizin için bir mükâfattır. Sizin gayretiniz karşılığını bulmuştur. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş İşte bu, sizin bir mükafatınızdı, çalışmanız mükafat ile karşılandı. Elmalılı Hamdi Yazır Onlara şöyle denir İşte bu sizin bir mükâfatınızdı. Gayretiniz karşılığını bulmuştur.» Ali Fikri Yavuz Cennetliklere şöyle denir İşte bu, sizin mükâfatınızdır. Ameliniz makbul olmuştur. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Şöyle diye ki işte bu sizin bir mükâfatınızdı, sa´yiniz meşkûr oldu Fizilal-il Kuran Bütün bunlar iyiliklerinizin karşılığıdır, çabalarınız, hoşnutluğumuzu kazanmıştır. Hasan Basri Çantay Bütün bu ni´metler şübhe yok ki sizin için bir mükâfatdır. Sa´yimz meşkûr olmuşdur. İbni Kesir İşte bu, sizin işlediklerinize karşılık oldu. Sa´yiniz meşkur olmuştur. Ömer Nasuhi Bilmen 21-22 Onların üzerlerinde ince ve kalın dîbadan yeşil esvap vardır. Ve gümüşten bilezikler ile bezetilmişlerdir ve onlara Rabbleri de gâyet temiz bir şurup içirmiştir. Şüphe yok ki, bu sizin için bir mükâfaat olmuştur ve sizin çalışmanız teşekküre layık bulunmuştur. Tefhim-ul Kuran Şüphesiz, bu, sizin için bir mükafattır. Sizin çaba harcamanız da şükre değer meşkur/makbul görülmüştür.
36-YÂSÎN 22. Ayet وَمَا لِي لاَ أَعْبُدُ الَّذِي فَطَرَنِي وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ Ve mâ liye lâ a’budullezî fataranî ve ileyhi turceûnturceûne. Bayraktar Bayraklı “Beni yokken yaratana ne diye kulluk etmeyecek mişim ben? Sizler de O'na döndürüleceksiniz.” Edip Yüksel “Beni yaratana ne diye hizmet etmeyeyim? Siz de O’na döneceksiniz.” Erhan Aktaş Ben, niçin benim fıtratımı1 belirleyene kulluk etmeyeyim? Siz de O’na döndürüleceksiniz. 1- Benliğimi, yaradılış özelliğimi, kişiliğimi. Muhammed Esed "Bana gelince, neden beni yaratmış olan ve hepinizin dönüp varacağı Allah'a kulluk etmeyeyim? Mustafa İslamoğlu Hem ben, beni yaratana, dahası hepinizin huzuruna varacağı O Zata neden kullak etmeyecek mişim? Süleyman Ateş "Ben niçin beni yaratana kulluk etmeyeyim? Siz de hep O'na döndürüleceksiniz." Süleymaniye Vakfı Ben, beni yaratana niye kulluk etmeyeyim ki! Zaten onun huzuruna çıkarılacaksınız. Yaşar Nuri Öztürk "Beni yaratana ne diye kulluk etmeyecek mişim ben? Ve sizler de O'na döndürüleceksiniz." Ayetin Tefsiri MEAL Yasin 22 22. Hem ben, beni yaratana, dahası hepinizin huzuruna varacağı o Zâta neden kulluk etmeyecek mişim? 22. Hem sonra ben beni yaratan Allah'a ne diye kulluk/ibadet etmeyeyim ki?! Bilin ki sonunda hepiniz hesap vermek üzere O'nun huzuruna çıkarılacaksınız. 22. “Beni yaratana ne diye kulluk etmeyeyim? Siz de O’na döneceksiniz.” TEFSİR Bu ifadeler, yaratıcısının varlığını hisseden, varlığının biricik kaynağına bağlanan bir fıtratın kendi kendine sorular soran sesidir. "Ben, beni yaratana nasıl ibadet etmeyeyim?" Daha en başta ruha doğan bu doğal sistemden niçin sapayım? Fıtrat, kendisini yaratana aşıktır. Bir tarafa yönelecek ise, öncelikle ona yönelir. Fıtratına yabancı başka bir itici güç olmadıkça ondan sapmaz. Yaratıcıya yöneliş, her şeyden daha üstün ve daha önceliklidir. Çünkü bu konuda, ruhun duasından ve fıtrî eğiliminden başka bir etkene muhtaç değildir. Mümin kişi bu arzuyu ruhunun ta derinliklerinde hisseder. Onu yukarıdaki gibi, açık açık ve net olarak ifade eder. Bir zorlanmaya, dilini eğip bükmeye ve anlaşılmaz süslü kelimeler kullanma yoluna gitmez. O mümin adam da, aynı şekilde doğru ve saf fıtratıyla, her şeyin ilk ve gerçek kaynağına döndüğü gibi, yaratıkların da sonunda yaratıcılarına döneceklerini hissediyor ve şöyle diyordu"Oysa, siz de O'na döndürüleceksiniz."Ve kendi kendine soruyordu Beni yaratana ve sonunda kendisine dönülecek olana niçin ibadet etmeyeyim? Onların da O'na döneceklerinden söz ediyordu. Çünkü O, onların da yaratıcısıydı. Öyleyse onlardan, kendisine kulluk etmelerini beklemek O'nun hakkıydı. Bu cümle delil olması ve tebliğin hikmetini açıklaması açısından iki güzel örnektir. Birinci bölümde; mahlukatın, yaratıcısı olan Allah'a itaat ve kulluk etmesinin, aklın ve fıtratın gereği olduğunu söylemiştir. Şâyet mantıksızlık varsa o da insanın kendisini halketmeyen varlıklara kulluk etmesidir. İkinci bölümde ise O şahıs kavmine "Sizler sonunda ölecek ve şimdi kulluktan kaçındığınız yaratana döneceksiniz. O'ndan yüz çevirdiğiniz halde nasıl iyilik bekleyebilirsiniz, bir düşünün" diyerek onların meseleyi idrak etmelerine çalışıyor. Mevdudi İfadenin lafzi çevirisi "Sizler O'na döndürüleceksiniz" şeklindedir. Burada söz konusu kişinin topluma yönelik mesaj ve nasihatleri aktarılırken, şahıs zamirleri çeşitli sebeplerle yer değiştirerek kullanılmıştır. buna Arapça'da "iltifat" üslubu denilir.Türkçe'de böyle bir üslup pek kullanılmadığı için cümleyi "Hepimiz ölecek ve Allah'ın huzurunda hesaba çekileceğiz" şeklinde çevirdik. Hasan Elik,Muhammed Coşkun Bana ne oluyor, benim neyim var, ben neyim, kimim? Benim ne hakkım, ne salahiyetim var ki beni yaratana kulluk etmeyeyim? Beni yaratan, kulluğa lâyık değil mi? Ben ne hakla, hangi salâhiyetle, hangi güçle Rabbime kul-köle olmayacağım? Halbuki hepimiz döndürülüp O’nun huzuruna götürülecek, O’nun tarafından hesaba çekilecek, hepimiz yaşadığımız bu hayatın sonunda Allah’a döndürülüp hesabı O’na ödeyeceğiz. O halde O’na kulluktan nasıl kaçarım ben? Ben sadece O’na kul-köle olacağım. Ben sadece O’nu dinleyeceğim. O’ndan başkasının kulu-kölesi olunmaz ki! O’ndan başka bu işe lâyık birileri yok ki! İyi anlayalım, ifade “Ben neden Allah’tan başkasına namaz kılacakmışım,” değil! Bakın insanların kulu, kölesi olup ta, onsuz olmaz dedikleri şeylere de anlatın bu mânâyı. Kimi “onsuz olmaz”ların peşinde koştururken, namazı bile terk eden insanlar acaba o peşinde koştukları şeylerin kulu, kölesi olmamışlar mı? Paraya, mark’a, dolara, eve, arabaya zaman ayıracağız diye Kur’an ve sünnet tanımaya zamanları kalmayanlar, acaba neyin kulu, kölesi olmuşlar? Kimin, neyin çektiği yere gidiyorsa, insanlar onların kulu, kölesi olmamışlar mı? Dikkat ederseniz, o yiğit Müslüman, peygamberleri dinlemeye, peygamberlere itaat etmeye ve Allah’a kul olmaya çağırıyor insanları. Anlayabildiniz mi bu ince mânâyı? Kulluk sadece Allah’adır, peygambere bile kulluk olmayacaktır. Peygamber zaten bizi Allah’a kulluğa çağıran ve götürendir. Peygamber en güzel bir biçimde, en mükemmel bir şekilde kendi hayatında Allah’a kulluğu yaşayan ve örnekleyendir. Öyleyse bizler Allah’a nasıl kul olacağımız konusunda model insan, örnek kul olarak peygambere tâbi olur, onu dinler, ona itaat ederiz. İşte bu yiğit te “bu peygamberlere uyun derken, bunlara tapının demiyorum,” diyor, “bunlar gibi Allah’a tapınalım diyorum,” diyor. Burada insanın sadece Allah’a kulluk etmesinde, sadece Rabbini dinleyip, O’na teslim olmasında, düşünüp anlaması gereken iki temel gerekçeden söz ediliyor Birincisi, beni O yaratmıştır. Boynum da, boynumdaki kulluk ipim de O’nundur. Varlığım, hayatım O’ndandır. Bana bu hayatı veren, beni bu dünyaya getiren O’dur. Şu andaki hayatımı, varlığımı O’na borçluyum. Beni yaratan, beni dünyaya getiren O’ysa, benim de, sahip olduğum şeylerin de gerçek sahibi O’ysa, o zaman ben başkalarına değil, sadece O’na kulluk yapmak zorundayım. Çünkü kulluk sadece yaratıcının hakkıdır. Benim O’ndan başkalarına ne minnetim olacak ki? Eğer bunu akledemiyorsanız, hiç olmazsa şunu düşünün Bilesiniz ki sonunda sadece Allah’a döndürüleceksiniz. Yaşadığınız bu hayatınızın faturasını O’na ödeyeceksiniz. Sizi yarın hesaba çekecek olan O’dur. Öyleyse yarın kimin huzuruna çıkacak, kime hesap vereceksek ona göre kulluk yapmak, ona göre hazırlanmak zorundayız. Kim bizi sorgulayacaksa, O’na kulluk etmek, O’nu razı etmek zorundayız. Başkalarına ne minnet duyacağız ki? Cennet, cehennem kiminse, O’nu dinlemek, O’nun istediği gibi yaşamak zorundayız. Hâl böyleyken şimdi aklınız varsa söyleyin banabir sonraki ayet
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Vucûhun yevme-iżin nâdiratunO gün yüzler parlar, güzelleşir. O gün ahirette nice yüzler vardır ki güzelliği ile parıldayacaktır. Bazı yüzler o gün mutlulukla parlayacak,O gün, ışıl ışıl parlayacak yüzler var ki, o gün gün yüzler ışıl ışıl yüzler vardır ki, o gün kıyamette güzelliği ile gün, bir kısım yüzler Yüzler vardır o gün, parıltılı, Rabbinden beklenti içindedir ve yüzler vardır o gün, asıktır. Bel kemiklerini kıran bir felâkete uğrayacağını gün, kimi yüzler parlayacakO gün birtakım yüzler sevinçten 3/106-10722,23. O gün ba’zı yüzler nurlanacak ve nazarları rablerine teveccüh O gün bir takım yüzler Rablerine bakıp gün birtakım yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl gün bazı yüzler var ki o gün ışıl ışıl yüzler o gün ışılar parlarBirtakım yüzler İzin Günü ışıl vardır o gün ter-ü yüzler vardır ki, o gün âhirette parlaktırlar!Yüzler vardır o gün, gün kimi yüzler parlıyacak,O gün, bazı yüzler ter-ü taze olacak,O gün bazı yüzler vardır, mutluluktan ışıl ışıldır,⁸8 Krş. Âl-i İmrân, 3/106-107O gün bazı yüzler ışıl ışıl Gün bazı yüzler, sevinçten ışıl ışıl vardır o gün parlayacak!22,23. O gün yüzler vardır aydın, // Sahib'ini süzen. Hesap günü Rabbine inanan, iyi güzel işler yapanların yüzleri ışıl ışıl parlar. Yaptıkları her iş onlar için ahiret hayatının aydınlığı olur. 22,23. O gün bazı yüzler, Rablerinin kararını beklerken ışıl ışıl İşte o gün, öyle pırıl pırıl yüzler vardır ki onlar, Rablerine bakarlar ve bakmaya doyamazlar.¹1 Ru’yetullah “Ru’yet” kelimesi, Arapçada رَأَى kökünden gelen bir mastardır. Bu kelimeye sözlüklerde; görmek, bakmak, inanmak, bilmek, sanmak, son... Devamı..Bazı yüzler o Gün mutlulukla parlayacak,Ama gün gelecek kimi yüzler sevinçten ışıl ışıl parlayacak. 10/26, 80/38O gün bazı yüzler mutluluktan ışıl ışıl, ap aktır;O günde birtakım yüzler vardır o gün pırıl pırıl. . . Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar,O gün bir takım yüzler parlaktır,O gün, parıldayan yüzler gün yüzler vardır ışıl ışıl,Yüzler vardır o gün parıltılı,22-23. daħı yüzler ol gün tāzedür çalabı’larındın yaña yüzler ol günde gün neçə-neçə üzlər sevinib güləcək,That day will faces be resplendent,Some faces, that Day,5822 will beam in brightness and beauty;-5822 This passage especially with reference to verses 26-28 would seem to refer to what our Doctors call the Lesser Judgement at Qiyamah al Sughra... Devamı..
Kuran-ı Kerim 76. suresi olan İnsan Suresi, Medine’de nazil olmuştur ve 31 ayettir. İnsan Suresi Anlamı, Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet Meali ve Faziletiİnsan Suresi, Medine döneminde inmiştir. 31 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “insan” kelimesinden almıştır. Aynı âyette geçen “ed-Dehr” kelimesinden dolayı Dehr sûresi diye de anılır. Dehr, zaman Sure – İnsan SuresiHakkında BilgiInsan Suresi, ilk ayette geçen “insan” kelimesinden dolayı bu isimle anılmaktadır. Surede insanın yaratılışı hakkında bilgiler Dehr Suresi, Emşâc suresi gibi isimler de verilmiştir. 31 ayetten oluşan surenin Medine’de veya Mekke’de indiğine dair rivayetler vardır. Fakat içeriği göz örüne alındığında, Mekke’de inmiş olma ihtimali daha yüksektir. Mushaftaki sıralamada 76., nüzul sırasına göre ise 90. DEHR Suresi Âyet – 25 Tefsiri Açıklamasıوَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَأَصِيلًاVezkurisme rabbike bukraten ve asîlâasîlen.Ve Rabbinin ismini sabah ve akşam ve uzkur ve zikret 2. isme isim 3. rabbi-ke senin Rabbin, Rabbinin 4. bukreten sabah 5. ve asîlen ve akşamBismillâhirrahmânirrahîmAllah adının sabah ve akşam zikredilmesi, zikrin sadece bir bölümüdür. Kur’ân âyetlerini topladığımız zaman, zikrin 24 saat kesintisiz tamamlanmasının farz olduğunu görürüz. Hz. Muhammed ise daimî zikrin de ötesinde Nebî Resûl yani Peygamber Resûl olarak O, Allah’ın tasarrufunda idi. Yani cüz’î iradesi Allah tarafından teslim alınmış olduğundan küllî irade O’na Allah’ın Adı’nı kesintisiz bir şekilde tespih ayet her surede bir mana bir nasihat ve rahmet vardır yüce Allah bunu bildirmiş ama bunu ancak gayret edip okuyanlar görecektir bu ayette de müslümanların Allah’ı sabah akşam zikretmesi istenmiştirFazileti ve SırlarıPeygamber Efendimiz Buyururlarki İnsan Suresini İhlaslı bir şekilde okuyan her kimsenin Mükafatı Cennet’tir,İnsan Suresini Sürekli Okuyan Her kimsenin Manevi Değerleri Artar,Görünür Görünmez Her Türlü Kazadan uzak durmak için İnsan suresi 7 defa zikredilmelidir,Ahlaki Yönden Kendisini düzeltmek isteyenler İnsan Suresini bolca اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِİnsan Suresi Arapça, Latin Harfli Okunuşu Ve Türkçe MealiBismillâhirrahmânirrahîmBismillâhirrahmânirrahîmİnsan Dehr Suresi 1. Ayet Hel etâ alel insâni hînun mined dehri lem yekun şey’en mezkûrâmezkûren. İnsanın üzerinden, henüz “anılmaya değer bir şey” değilken,anılmaya değer bir varlık olana kadar uzun bir zaman geçmedi mi? ilk defa tek hücre olarak yaratılmasının üzerinden,anılmaya değer bir varlık haline gelmesine,doğmasına kadar geçen süreİnsan Dehr Suresi 2. Ayet İnnâ halaknel insâne min nutfetin emşâcin nebtelîhi fe cealnâhu semîan basîrâbasîren. Muhakkak Biz, insanı iki hücrenin birleşimi olan bir nutfeden yarattık. Onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işiten, gören bir varlık Dehr Suresi 3. Ayet İnnâ hedeynâhus sebîle immâ şâkiren ve immâ kefûrâkefûren. Muhakkak ki Biz, onu Allah’a ulaştıran yola hidayet ettik. Fakat o, ya Allah’a ulaşmayı diler şükreden olur, ya da Allah’a ulaşmayı dilemez küfreden Dehr Suresi 4. Ayet İnnâ a’tednâ lil kâfirîne selâsile ve ağlâlen ve seîrâseîren. Muhakkak ki Biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli ateş Dehr Suresi 5. Ayet İnnel ebrâra yeşrebûne min ke’sin kâne mizâcuhâ kâfûrâkâfûren. Muhakkak ki ebrar olanlar, içinde kâfur bulunan kadehlerden DEHR-6 Aynen yeşrebu bihâ ibâdullâhi yufeccirûnehâ tefcîrâtefcîren. Allah’ın kulları, içtikleri o pınarı, fışkıra fışkıra gürül gürül DEHR-7 Yûfûne bin nezri ve yehâfûne yevmen kâne şerruhu mustetîrâmustetîren. Nezirlerini adaklarını ifa ederler yerine getirirler. Ve şerri heryere yayılan günden DEHR-8 Ve yut’imûnet taâme alâ hubbihî miskînen ve yetîmen ve esîrâesîren. Ve sevdiği taamı yemeği, miskinlere fakir ve yoksullara, yetimlere ve esir olanlara DEHR-9 İnnemâ nut’imukum li vechillâhi lâ nurîdu minkum cezâen ve lâ şukûrâşukûren. Biz sadece Allah’ın vechi için sizi doyuruyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür DEHR-10 İnnâ nehâfu min rabbinâ yevmen abûsen kamtarîrâkamtarîren. Muhakkak ki biz, yüzlerin asık olduğu, belâlı, zor günde Rabbimizden DEHR-11 Fe vekâhumullâhu şerra zâlikel yevmi ve lakkâhum nadreten ve surûrâsurûren. Oysa Allah, onları işte böyle bir günün şerrinden korudu. Ve onları, pırıl pırıl bir yüze ve surura sevince DEHR-12 Ve cezâhum bimâ saberû cenneten ve harîrâharîren. Ve sabırlarından dolayı onları cennetle ve ipek elbiselerle DEHR-13 Muttekiîne fîhâ alel erâikerâiki, lâ yeravne fîhâ şemsen ve lâ zemherîrâzemherîren. Orada tahtlar üzerinde yaslanırlar. Orada güneş şiddetli sıcak ve şiddetli dondurucu soğuk DEHR-14 Ve dâniyeten aleyhim zılâluhâ ve zullilet kutûfuhâ tezlîlâtezlîlen. Onun ağaçlarının gölgesi, onların üzerine yakındır. Ve onun olgunlaşmış meyveleri emre hazır olarak DEHR-15 Ve yutâfu aleyhim bi âniyetin min fıddatin ve ekvâbin kânet kavârîrâkavârîren. Ve gümüşten kaplar ve billur kadehler ile onların etrafından DEHR-16 Kâvarîra min fıddatin kadderûhâ takdîrâtakdîren. Gümüşten kadehler ki onların miktarını DEHR-17 Ve yuskavne fîhâ ke’sen kâne mizâcuhâ zencebîlâzencebîlen. Ve orada, muhtevası zencefil olan kadehler DEHR-18 Aynen fîhâ tusemmâ selsebîlâselsebîlen. Orada “selsebîl” diye isimlendirilen bir pınar DEHR-19 Ve yetûfu aleyhim vildânun muhalledûnmuhalledûne, izâ reeytehum hasibtehum lu’luen mensûrâmensûren. Ve ölümsüz genç delikanlılar onların etrafında dolaşırlar. Sen onları gördüğün zaman saçılmış inciler DEHR-20 Ve izâ reeyte semme reeyte naîmen ve mulken kebîrâkebîren. Ve baktığın zaman orada ni’metler, büyük bir mülk ve saltanat görmüş DEHR-21 Âliyehum siyâbu sundusin hudrun ve istebrakun ve hullû esâvira min fıddahfıddatin, ve sekâhum rabbuhum şarâben tahûrâtahûren. Onların üstlerinde yeşil ince ipekten ve işlenmiş atlastan elbiseler vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Ve Rab’leri onlara temiz lezzetli içecekler şaraplar DEHR-22 İnne hâzâ kâne lekum cezâen ve kâne sa’yukum meşkûrâmeşkûren. Muhakkak ki bu, sizin mükâfatınız oldu. Ve sizin çabalarınız teşekküre lâyık olmuştur takdir edilmiştir.76/İNSÂN DEHR-23 İnnâ nahnu nezzelnâ aleykel kur’âne tenzîlâtenzîlen. Muhakkak ki Biz, Biz sana Kur’ân’ı, tenzil ederek âyet âyet DEHR-24 Fasbir li hukmi rabbike ve lâ tutı’minhum âsimen ev kefûrâkefûren. Artık Rabbinin hükmüne sabret. Onlardan kâfir veya günahkâr olanlara itaat DEHR-25 Vezkurisme rabbike bukreten ve asîlâasîlen. Ve Rabbinin ismini sabah ve akşam DEHR-26 Ve minel leyli fescud lehu ve sebbihhu leylen tavîlâtavîlen. Ve artık, gecenin bir kısmında O’na secde et. Ve geceleyin uzun uzun O’nu tesbih DEHR-27 İnne hâulâi yuhıbbûnel âcilete ve yezerûne verâehum yevmen sekîlâsekîlen. İşte onlar, muhakkak ki çabuk geçen dünya hayatını seviyorlar. Zor, çetin günü arkalarına atıyorlar umursamıyorlar.76/İNSÂN DEHR-28 Nahnu halaknâhum ve şedednâ esrehum, ve izâ şi’nâ beddelnâ emsâlehum tebdîlâtebdîlen. Onları Biz yarattık. Ve bağlarını Biz kuvvetlendirdik. Ve dilediğimiz zaman onları emsalleri ile DEHR-29 İnne hâzihî tezkirehtezkiretun, fe men şâettehaze ilâ rabbihî sebîlâsebîlen. Muhakkak ki bu bir öğüttür. Artık kim dilerse Rabbine bir yol ittihaz eder edinir.İnsan Dehr Suresi 30. Ayet Ve mâ teşâûne illâ en yeşâallâhyeşâallâhu, innallâhe kâne alîmen hakîmâhakîmen. Ve Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Muhakkak ki Allah; Alîm’dir, Hakîm’dir hüküm ve hikmet sahibidir.İnsan Dehr Suresi 31. Ayet Yudhilu men yeşâu fî rahmetihrahmetihî, vez zâlimîne eadde lehum azâben elîmâelîmen. O dilediği kişiyi, rahmetinin içine dahil eder. Ve zalimler, onlar için elîm azap Kerim Sıralı Tüm Sureler ListesiKuran-ı Kerim Hakkında BilgiKur’ân-ı Kerim Nüzul İniş Sırasına göre SurelerFatiha SuresiBakara SuresiBakara Suresi FaziletleriYasin suresiKısa Namaz Sureleri
insan suresi 22 ayet fazileti