🎲 Çanakkale Zaferi Ile Ilgili Yazı Uzun
Gündem Çanakkale Zaferi mesajları ve sözleri | Resimli, kısa, uzun, en güzel anlamlı 18 Mart Çanakkale Zaferi mesajları derlendi! Atatürk’ün Çanakkale ile ilgili sözleri 2021
Vatanlarınısavunan insanların mucize zaferini anlatım bir destandır. İnsanlık tahine de acı bir ders olarak eklenmiştir. 18 Mart 2020 tarihi, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 105. yıl dönümü. 18 Mart 1915’te Çanakkale’ye denizden çıkarma yapmayı deneyen İngiliz-Fransız orduları, bir günde yenilgiye uğradılar. Bunun
Çanakkalede ilk bomba 3 Kasım 1914 ve son mermi 9 Ocak 1916’da düştü. Savaş 14 ay sürdü. Çanakkale savaşlarında İngilizler 205.000; Fransızlar 47.000 kişi olmak üzere toplam 252.000 zayiat vermişlerdir. Bizim toplam kaybımız ise 250.000 olarak aktarılmaktadır. Çanakkale Öncesi Siyasi Durum.
Asırlık zeytin ağaçları altından Hereke’yi doya doya seyir edip 1843 yılında yapılan halı ve kumaş fabrikaları ile tarihi ulupınarın çağlayarak akan sesi halen kulaklarımda çınlıyor. O günlerden eser kalmamış sanki Hereke’ye düşman saldıracakmış gibi devasa Kale yapılmış çevre bozulmuş taş ve beton
BPaBAX. Çanakkale Zaferi İle İlgili Düşünceleriniz Milletimiz yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış , elimizde hiçbir maddi imkan kalmamış , düşman kapıya dayanmış ve bizi yok etmeye çalışıyor . İşte böyle bir zor zamanda , darlık zamanında Çanakkale Cephesi'nde yaşanan , dillere destan olan , kahramanlık destanının yazıldığı bir savaştır Çanakkale Savaşı . Düşman güçleri bize son darbeyi de vuracakken iş onların istediği gibi olmamış , çünkü Allah Türk Milleti'nin yanında olmuştur . Bu savaşta binlerce askerimiz şehit olmuş , binlercesi gazi olmuştur . Yedi düvelden gelen düşmanlar , vatanımız sanki onların toprağıymış gibi onurlu bir milleti yok etmeye çalışmışlar fakat Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ve askerlerimiz sayesinde düşman kuvvetleri büyük bir yenilgi almıştır bu savaşta . ''Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum ''diyen Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal vatan evlatları ile birlikte he türlü zorluğa katlanacaklarını ve hiçbir düşman güçlerinin kendilerini yıldıramayacağını ifade etmiştir aslında . Çok kahraman vardır bu savaşta . Adlarını sayamadığımız nice kahramanlar… Seyit Onbaşı , Niğdeli Ali'den tut da daha nicelerine . Türk askerinin düşmanına bile yardım ettiği , merhamet , yardımseverlik gibi duyguların bizim askerlerimizde ne kadar fazla olduğunu söylemeye gerek yoktur . Çünkü her şey belgeleri ile arşivlerde saklıdır . Çünkü Türk askeri onurlu , namuslu , şerefli bir askerdir . Çanakkale Savaşı başarı ile sonuçlanmış , fakat çok sayıda insan ölmüştür . Ama ölenler olmasaydı bu savaş kazanılmayacaktı belki . Çanakkale Savaşı'nda onuru ile savaşan bütün şehitlerimize , şehit yakınlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum . Rahat uyuyun Çanakkale Kahramanları ! Çünkü biz gençler bu ülkenin geleceğiyiz , gelecek biziz artık . Bu vatanı her zaman koruyacağız ve yücelteceğiz .
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ 18 Mart tarihi bir anma günü değil bir yaşama günüdür. İşgalci devletlere karşı verilmiş inanılmaz bir savaşı anlama ve bilme günüdür. Çanakkale Şehitlerini Anma günü olarak anlamı çok yüksek olan bir günü iyi anlamak için tarihi gerçekleri iyi anlamkta yarar vardır. Bu ndenle bu yazıyı sizlerle paylaşıyoruz. Çanakkale Savaşı, dünya tarihi sayfalarında önemli bir yere sahiptir. Bu önem günümüzde de yansımasını ve ilgi artışını devam ettirmektedir. Avrupa büyük devletlerinin önceden beri en önemli isteklerinin; Çanakkale Boğazı’nı savaş gemileriyle zorlayarak aşma, böylece İstanbul’a kavuşma özlemi olduğu bilinmketedir. I. Dünya Savaşı’nın 1914 yılında başlamasıyla birlikte, İtilaf devletleri bu isteklerini gerçekleştirme fırsatının doğduğuna inandılar. Bu durum Fransa ve İngiltere’nin işbirliği yaparak 3 Kasım 1914 günü alacakaranlıkta Bozcaada’dan Boğaz’ın ağzına doğru yaklaşmasını da beraberinde getirdi. Buradan istihkamlarımıza doğru ateş açtılar, İngilizler Seddülbahir ve Ertuğrul tabyalarını, Fransızlar da Anadolu yakasında Kumkale ve Orhaniye tabyalarını havantopu ile dövdüler. Cephaneliğimize isabet eden top mermisiyle on bir ton barut havaya uçtu, subay ve erlerimiz şehit düştü, İngiliz Donanma Komutanı Amiral Carden Çanakkale önlerinde gösteriler yaptı, düşman denizaltıları boğazı geçmeye kalktılar. Bir Fransız denizaltısı, 24 Kasım 1914 günü boğaz sularında görüldü. Bu denizaltıyı gören topçularımız düşman üstüne ateş yağdırmaya başladı. 2 Aralık günü İngiliz denizaltısı da bir deneme yaptı. Derinden engelleri aşarak Boğaz’a girdi. Yedi yüz elli metre ilerde bulunan Mesudiye zırhlısına torpil atarak bu gemimizi batırdı. Zırhlımızda bulunan subaylardan on’u ve erlerimizden yirmi dördü şehit düştü. 19 Şubat 1915 günü düşman savaş gemileri öğleye kadar uzun menzilli bir bombardımana girişti. Boğaz’a iyice sokuldular. Tabyalarımız akşama doğru düşman savaş gemilerine karşılık verdi. Ertuğrul ve Orhaniye tabyalarından atılan ateş karşısında düşman oldukça bocaladı. İtilaf devletleri gemileri diledikleri gibi ilerleyemiyor, amaçlarına ulaşamıyordu. Lodos fırtınasını başarısızlıklarının nedeni olarak görüyorlardı. Havalar düzelince yeni saldırılar düzenlendi. Yine sonuç alınamayınca düşman gemilerine komuta eden Amiral Carden görevden alındı. Yerine 17 Mart 1915 günü Robeck atandı. Yeni komutan 18 Mart 1915 günü donanmayla Boğaz’a saldıracağını, yakında İstanbul’da olacağını Londra’ya bildirdi. Bu arada Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Albay Cevat Çobanlı 17/18 Mart gecesi boğaz’a mayın hattı döşenmesi emrini verdi. Aldığı emir gereği Binbaşı Nazmi Bey Nusret Mayın gemisi ile o gece yirmi altı mayın, Boğaz’a on birinci hat olarak döşendi. Boğaz’daki mayın sayısı on bir hat olarak 400′ü aşmıştı. 18 Mart 1915 İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan, o dönemin en büyük deniz gücü, üç filo olarak sabahleyin Çanakkale Boğazı’na girdi. Bu donanmanın ilk grubunu oluşturan filoda, İngilizlerin Queen Elizabeth zırhlısı ile İnflexible, Lord Nelson ve Agamemnon savaş gemileri bulunuyordu. İkinci grupta İngiliz Kalyon Kaptanı komutasında Ocean, İrresistible, Wengeance Majestic gibi savaş gemileri yer almıştı. Üçüncü filo ise Prince, Bouvet, Suffren gibi Fransız savaş gemilerinden oluşuyordu. İngilizler ve Fransızlar zayıf Türk savunmasını kolayca susturarak Boğaz’ı kolayca geçebileceklerim umuyorlardı. Bu umut ve güvenle 18 Mart 1915 günü düşman savaş gemileri şiddetli bir ateşe başladılar. Rumeli Mecidiyesiyle merkez bataryaları şiddetli bir ateşe tutuldu. Boğazdaki düşman gemileri Hamidiye istihkamlarına yüklendi. Bunu gören Dardanos bataryaları ateşi üzerlerine çekmeye çalıştı. Az sonra, tüm gemiler, Dardanos’a saldırdı. Dardanos tabyamız saldırılara şiddetle karşı koydu. Bu arada Mesudiye tabyası da ateşe başlamıştı. Mesudiye üzerine ateş açılınca Hamidiye onun yardımına koştu. Bu arada kıyı bataryalarımız düşman üstüne ateş yağdırmaya başladılar. Bunalan düşman kaçmak isterken topçu atışlarıyla karşılaşıyordu. Düşman gemilerine göz açtırılmıyordu. Karşılıklı bu korkunç bombardıman bir saat kadar sürdü. Bu karşılıklı bombardımanı bir yabancı yazar şöyle anlatıyor insan manzarayı gözlerinin önünde canlandırabilir. Kaleler, toz duman bulutları içinde kaybolmuşlarda Yıkıntıların arasından arada bir alevler yükseliyordu. Gemiler, çevrelerinde fışkıran sayısız su sütunları arasında yavaş yavaş hareket ediyorlar, bazen duman ve serpintiler arasında iyice görünmez oluyorlardı. Tepelerden ateş eden havan toplarının alevleri görülüyor, ağır toplar yer sarsıntıları gibi gümbürdüyordu.» Bombardıman sırasında Türk tabya ve bataryaları büyük zarar görmüştü. Amiral Robeck Fransız gemilerini geri çekerek İngiliz savaş gemilerini ileri sürdü. Tam bu sırada müthiş patlamalar oldu. Bouvet ve Suffren savaş gemileri mayına çarparak sarsıldılar, manevra kabiliyetini kaybettiler. Bir gece önce Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlar görevlerini yapmışlardı. Boğazın berrak sulan üzerinde bir dev gibi yatan Bouvet ve Suffren’e tarihi Hamidiye bataryamızın keskin nişancıları ateş açtılar. Çanakkale Geçilmez kitabının yazarı Alan Moorehead olayı şöyle anlatıyor. Saat Suffren’in az gerisindeki Bouvet müthiş bir patlamayla sarsıldı. Güverteden göğe kesif bir duman yükseldi. Gittikçe hızlanarak yana yattı, devrilip gözden kayboldu. Olayı görenlerden birinin ifadesine göre Bir tabak, suda nasıl kayıp giderse o da öylece kayıp gitti.» Türk tabyaları, Boğaz’ı geçmeye çalışan düşman gemilerine durmadan ateş ettiler. Bu arada düşman Boğazdaki mayınları temizlemek için mayın tarayıcılarını boğaza soktu. Tabyalarımız mayın tarayıcılarına ateş açtılar. Açılan ateş yağmur gibi yağmaya başlayınca düşmanlar panik içinde kaçtılar. Bu arada düşman savaş gemilerinden İnflexible, İrressitible büyük hasar gördü. Batanlar oldu. Daha sonra Queen Elisabeth ve Agamemnon yaralandı. İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı’nı denizden aşamadılar. Büyük kayıplar vererek Çanakkale Boğazı’nın geçilemeyeceğini öğrendiler. İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı’nın savaş gemileri ile aşamayınca bu kez çıkarma yapmayı planladılar. Artık Çanakkale kara savaşları başlıyordu. Kara savaşında düşmanın nereden çıkarma yapabileceği tartışıldı. Mustafa Kemal Kabatepe ve Seddülbahir’den, Alman komutan Von Sanders ise Bolayır ve Anadolu yakasından çıkarma yapılabileceği görüşündeydi. Alman komutanı Von Sanders’in görüşü ağır bastı, ve askerler o yöreye yerleştirildi. Düşman güçleri 25 Nisan 1918 sabahı Mustafa Kemal’in düşündüğü noktadan saldırdı. 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Kocaçimen’de Conkbayır’da, savaştı. Cephanesi biten askerlere — Süngü tak emrini verdi. Daha sonra ; — Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar geçebilir» dedi. Tarihin bu en büyük siper savaşı başlamıştı. Siperler arası uzaklık sekiz on metre kadardı. Türk siperlerinden hiçbir asker ayrılmıyordu. Şehit düşenlerin yeri hemen dolduruluyordu. Her adım başına bir mermi düşüyor; toprak adeta tüterek kaynıyordu. Düşman dalgalar halinde Conkbayır’a doğru ilerliyordu. Bu arada Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanlığına atandı. Anafartalar Savaşı’nda düşmanın attığı şarapnel misketi Mustafa Kemal’in göğsüne isabet etti. Ancak cebindeki saate çarptığından bir şey olmadı. Kısa sürede Türk ordusu her yerde büyük başarılar kazandı. Düşman şaşkına döndü, bozguna uğradı. Çanakkale kara savaşlarının en önemli cepheleri; Kumkale, Beşike, Bolayır, Seddülbahir, Anbumu, Kabatepe, Conkbayırı ve Anafartalar’dır. 19 – 20 Aralıkta Anafartalar ve Arıburnu cephesi, 8-9 Ocak’ta Seddülbahir düşmanlar tarafından boşaltıldı. Böylece 1915 baharında parlak umutlarla karaya ayak basan birleşik düşman ordusu 1916 kışında bozguna uğrayarak çekip gitti. Çanakkale savaşlarında 250 binin üzerinde askerimiz şehit düştü. Düşman kayıpları ise bu rakamın üstündedir. Çanakkale savaşlarının unutulmaz kahramanı, Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal’in başarısı ilerde başlayacak Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın kaynağı oldu. Bağımsızlığımızı savunmak, yurt topraklarımızı korumak için yapılan savaşlar kutsaldır. Çanakkale, Ulusal Kurtuluş Savaşımız kutsal destan savaşlara birer örnektir. ÇANAKKALE SAVAŞI İLE İLGİLİ YENİ YAZI
Her sene yurdun dört bir yanında coşkuyla kutlanan 18 Mart Çanakkale Zaferi, bu sene de kutlanmak üzere heyecanla bekleniyor. Bu hafta Cuma gününe denk gelen 18 Mart kutlamaları içinse birçok kişi şiir arayışı içerisinde. Bizde sizler için 18 Mart Çanakkale Zaferi ile ilgili şiirleri derledik. Hey Çanakkale! Hey Çanakkale, durma sen de davran. Senden izinsiz yurduna girmiş düşman. Çanakkale! Nedir üzerinden akan? Yoksa kan mıdır, o Mehmetçiğin yüreğinden çıkan? Çanakkale'de koptu büyük bir fırtına. Bak şehit olmuş Mehmetçik elindeki bayrakla. Dayan Çanakkale'm biraz daha dayan! Nedir ki kaybedeceğin yalnızca o kutlu kan! Açmış kollarını bekliyor Seyit Onbaşı, Gel alçak düşman yüce Türkleri tanı. Yazılıyor destanlar Çanakkale uğruna, Bak sen de yiğit genç, tarih yazmış ecdadın. İlknur ERCAN-Karacaoğlan Ortaokulu Çanakkale 18 Mart 1915, yer Çanakkale. İngilizler, Fransızlar toplandılar boğaza, İstanbul'a geçmekti niyetleri ama Çanakkale geçilmez biz canımızı vermedikçe. Kurtaracak bizi vatan sevgisi kurtaracak. Savaşın yolunu tutmuşuz biz. Vatan toprağını vermeyiz. Çanakkale geçilmez biz canımızı vermedikçe. Yirmi, otuz, altmış... yaşın önemi yok, Kalpler vatan sevgisi ile dolu. Biz ölümü göze aldık. Çanakkale geçilmez biz canımızı vermedikçe. Çanakkale üzerinde kara bulutlar toplanmış. Yakışır mı Çanakkale'ye bu? Ey Türk ordusu sen çok yaşa! Çanakkale geçilmez Mehmetçik var oldukça. Çanakkale geçilmez biz canımızı vermedikçe. Elif Öksüz - Cumhuriyet Yatılı Bölge Ortaokulu İstiklal Uğruna Her karış toprağı kana boyanacaksa vatanın, Düşman karşısında boyun eğecekse şanlı Türk bayrağım. Gömülürse gecenin karanlığına ayın yıldızım, Çanakkale'de boğulur Türk'ün düşmanı. Çanakkale'yi düşman dolduracaksa, Ezanlar bir gün duyulmayacaksa, Bu cennet vatan yok olacaksa, Ha yaşamış şahit olmuşum, ha ölmüş cehennemde kavrulmuşum. Asırlık bir destandır Çanakkale, Kimin gücü yeter boğazını geçmeye? Türk aldanmıyor düşmanın gücüne. Çanakkale için razıdır şehitliğe. Kurtuluş müjdesi varsa ufukta, 26 Mayını da döşe denize, korkma. Geçit verme Çanakkale'den düşmana, O zaman yakındır istiklal vatana. Ey şanlı Türk bayrağım! Dik dur artık inmeyeceksin semadan. Dalga dalga süzüleceksin gururundan, Ay ve yıldız kurtulacak gecenin karanlığından, Güneş hiç batmamış zaten Türk'ün korkusundan. Çanakkale hep Türkü arayacak, Vatan toprağı artık ıslanmayacak. Hürriyet bu topraklara da ulaşacak, İstiklal milletimin olacak. Fatma CAMUZ - Sanı Konukoğlu Ortaokulu Çanakkale Kan Ağlıyor Sen bilir misin evlat acısını Kalbinin boğazında atmasını. Sevinerek ölmek nedir, bilir misin? Koş aslanım koş! Çanakkale kan ağlıyor... Aşktır, şereftir, gururdur vatan! Ne çok şehidim var Çanakkale'de yatan. Bak bir etrafına, kan revan! Sakın konuşma çocuk. Çanakkale kan ağlıyor... Gözünden akan yaşı silme evlat! Bırak. aksın. şehitler ıslansın. Tek şey dedikleri "Vatan sağolsun!" Sağ oldu sayende yiğidim, uyu! Çanakkale kan ağlıyor... "Allah Allah!" nidalarıyla yıkılıyor dağlar. "Komutanım helal edin hakkınızı!" "Helal olsun asker, helal olsun!" Işıklar kapanıyor, bu vatan bitmek bilmiyor! Çanakkale kan ağlıyor... Şşş! Sessiz olun. Aslanlarım uyuyor. Vasiyetleri 'Vatanı koruyun!" Mezarın pamuktan olsun yiğidim! Çanakkale kan ağlıyor... Eylül Aydın - Doğa Okulu - Çanakkale Savaşı ile İlgili Şiir İlçe Bin Kez Yine Gelirim 18 Mart bugün, Günlerden perşembe. Kor düştü bağrına vatanın. Yürekler yangın yeri, yürekler harabe. Dualar fısıldar analar Allah'a Ya eğdirme bu başı, Ya çıkarma sabahı Gözlerde nem, Uçmaz artık güvercinler semada, Kırılmış kanatları Yetişilmez imdada Göğsünde ur var baharın, Açmaz oldu çiçekler. Bilmez misin ey gafil! Geldiği gibi gidecekler. Eğilmez ki bu baş, secdesi hariç Ya bugündü gün Ya da hiç. Kınalı kuzuyu kurban etti analar, Ismarladı Allah'a, nurdan asaleti var Haykırır Arıburnu , işte işte Anafartalar, Melekler kol geziyor, etten kemikten duvar. Diller suskun, yürekler bir, Atılıyor sipere , alnında tekbir. Allah diyor Mehmet, Gözlerde ateş, Kan kuruyor toprak kan. Etraf bir sürü leş. Darılırdı bahtına, Olmadı diye şehit. Sinede çığlıklar var. Ama diller hep kilit. Eziyor toprağı, sırtındaydı mermisi, Dağıtıyor küffarı bir aslan adı; Adı Seyit. Düştü dalından yaprak, Bican düşen "ah" benim, Zafer benim, şan benim, O şanlı destan benim. Göğsümde imanım var, Ben, dildeki yeminim. Bir kez ölürüm ama, Bin kez yine gelirim. Fatmanur SÖĞÜTÇÜ - Necip Fazıl Kısakürek Anadolu Lisesi 18 Mart Doğuyor yine güneş, bir 18 Mart sabahı. Allah'ım! Bu ne duman bu neyin fırtınası? Bir kıyamet kopacak biliyor Türk askeri. O kıyamet son değil bir zaferin habercisi. Takmış süngüyü, pusuda bekler şanlı askerim. Bilmiyor bak yarına çıkacak mı Allah Kerim. Umurunda değil ölmek. kellesi elinde savaşır. Toprağımın alına şehidimin kanı karışır. Son bir türkü çağırıyor nefer, elinde tüfeği Kaçarak sığınmıştı İstanbul'a Yavuz ve Midilli. Dumanlar kalkıyor, toprak tüterek kaynıyor bak. Bomba, mermi durdurmaz Türk'ü yağsa sağanak sağanak Mermisi sırtında vuracak gemiyi kararlı, Kimse durduramadı kahraman Seyit Onbaşı'yı. Anası bakmış, beslemiş, kınalamış kızanı, Şehadet şerbetini içmeden gitmedi Kınalı Hasan'ı. Feryat figan çarpışıyor er Allahu Ekber ile Nasıl kazanacak Osmanlı bir silah, bir tekbirle? Bozguna uğradı Frenkler tonlarca cephanesiyle Bir vatan bıraktı ecdat, sulanmış kanı ile. Omuz omuza bir hilalin altında öldüler İstiklal yolunda ne gam kaldı, ne keder... Battı artık "yalancı güneş", "medeniyet" adlı canavar "Çanakkale geçilmez!" bu kavga buraya kadar... Hatice Nisa GÖĞEBAKAN - M. Hayri Akınal Anadolu İmam Hatip Lisesi Söz Vermiştim Şehitliğe Anacığım! Yüzünün sıcaklığı geldi gözümün önüne. Engel olamadım. çekildim köşeye, Bir hüzün dumanı tüttürdüm cepheye. Anlamsız geldi, öylece baktım, Kalbime saplanan mermiye. Atmalısın dedim savaş için her saniye, Silaha uzandı elim son bir nefesle. Pusu kurdu gözlerim, karanlık geceye, Söz vermiştim her yiğit gibi ben de. Ne olursa olsun geçit vermeyecektim, Ne İngiliz'ine ne de Fransız'ına. Benim vadem azalmıştır belki de. Ama biliyordum ki doğacaktım yine de. Kanımla buruşturacaktım al bayrağı. Bundandır ki kapılmadım ümitsizliğe. Kulak kesildim Mehmetçik'in ayak sesine. Bu destanı yazmak için pes etmemeye, Ölüme gidilen yolda gülüp eğlenmeye, Yaramı bastırmaya çalıştım Çanakkale. Yalnız ben oynamıyorum bu filmde. Burada her yiğit başrolde. Tek bir amaç var, bütün benliğimizde, Çanakkale'yi geçilmez yapmak hep birlikte. Hain bir kurşun daha girdi bedene, Azrail musallat oldu beynime, Ölüm ve mücadele arasında iki kelime, Şehadet sesleri yükseldi dilimde. En güzel uykuya daldım kardeşlerimle, Koyun koyuna uyuduk, kefensiz döşekte, Çanakkale için ıslattık, toprağı hevesle, Destanın adını kazmıştık her yere. Analarımızın duasıyla geldiğimiz mertebede, Dalgalandırdık kanımızın bedelini gökyüzünde. 18 Mart'ta geçilmez oldu Çanakkale, Yüz yıl değil bin yıl da geçse canımız Çanakkale'de. Hülya ALTUNBAŞ - Arif Nihat Asya Anadolu Lisesi Şehitlik Çanakkale neydi? Çanakkale aşktı. Vatan uğruna canlar verenlerdi. Çanakkale şehitlik, hasret, Türklüktü, Susuzluk, açlık içinde savaşmaktı. Osmanlı'nın şerefiydi Çanakkale. Derin dere yataklarında canını düşünmeden Koşmaktı belki de. Denizin rengiydi vurulan askerlerin kanı Çanakkale'ydi türkün hırsı, duası Hain eli değmesin göğsüme! Dokunmasın vatanıma Yurdumun bir karış toprağıdır. Benim namusum, şerefim! Türklüğümün yeminidir bu topraklar Savrulun ey askerler! Namusumdur alnımdan akan ter! Ant içtim ben bu bayrağa Ant içtim ben anama, babama. Türk doğdum, Türk büyüdüm bu topraklarda Feda olsun, bu can, bu vatana. İrem Nur GÜLDAL - Özel Emek Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Çanakkale Ruhu Çanakkale ruhuna yakışmadı bu illet. Asırlardır ne çekti, fitnelerden bu millet. Türk. Kürt. Laz. Çerkez, vatan bizlere emanet. Ezanımız bir, bayrağımız bir, tarih bir. Çanakkale için yazılanlar, sanma ki bir şiir Senin deden de. benim dedem de Çanakkale şehididir. Kınalı kuzular çarpışırken düşmanlarla, Nene Hatunlar top taşırken kağnılarla. istediler bir tek düşman girmesin vatana. Tarih yazdılar akan kırmızı kanlarıyla. Sanlıdır, şereflidir, adildir sözü. Hiçbir cana kıymaz, bu milletin özü. Yeter ki yan bakmasın düşmanın gözü. Dünyaya bedeldir Seyit Onbaşı'nın gücü. Yedi düvel anladı ki bu millet vazgeçmez. Irklar üstü bir birlik asla yenilmez. Bu ezan ve bayrak, hiçbir zaman ezilmez. Çanakkale ruhuyla boğazlar da geçilmez. Erdem ÇIÇEK - Vicdan Ahmet Güner Ortaokulu Çanakkale Göz dikmişlerdi dünya milletleri yurduma. Ölüm saçıyordu düşman vatan toprağında. Yetim kaldı yavrular ana kucağında. Çanakkale savunuldu büyük bir imanla. Kurşunlar yağdırılırken vatan toprağına, Geçti Seyit Onbaşı hemen topun başına, Hain düşmanın bakmadı gözyaşlarına, Çanakkale'de erdi bu vatan kurtuluşuna. Türk milletinin yegane kurtuluş simgesi. Şehidimin kanı, milletimin aslan pençesi, Anadolu'nun düşmeyen geçilmez kalesi, Çanakkale kahramanlığımın nişanesi. Tarih kayıt düştü On Sekiz Mart gününü, Milletimin ölüme nasıl yürüdüğünü. Düşmanlar gördü Mehmetçiğin iman gücünü. Çanakkale oldu kurtuluşun sembolü. Kaçtı düşman arkasına bakmadan yavaş yavaş, Kazanıldı uğruna şehitler verilen bu savaş. Yetim kaldı yavrular, anaların gözünde yaş, Çanakkale geçilmez, vatan kutsaldır arkadaş! Muhammet Ali MUŞTU - Münif Paşa Ortaokulu Çanakkale Destanı On beş on altı yaşında çocuklar. Silah tutuyorlardı küçücük elleriyle. Dillerinde Allah'ın adı. Ellerinde silah vardı. işte o gün yazıldı Çanakkale Destanı. Koşuyorlardı düşmana karşı. Hedefleri vatanı korumaktı. Hiç bırakmadılar savaşmayı. Teslim etmeyeceklerdi sancağı. işte o gün yazıldı Çanakkale Destanı Yarı aç yarı toktu karınları. Ama onlar hiç yılmadı. Geri dönüş yok biliyorlardı. Düşmana emin adımlarla yürüyorlardı. işte o gün yazıldı Çanakkale Destanı Şehit düştü binlerce. Kefenleri bile yok yatıyorlar Çanakkale'de. Canları pahasına korudular vatanı. Şehit düşmek en büyük arzularıydı. İşte o gün yazıldı Çanakkale Destanı. Çanakkale Bizim Dur ey vapur, buradan geçilmez, Dost musun, düşman mısın asla seçilmez. Otuz bin şehitle dalga geçilmez, Çanakkale bizim, zafer bizimdir. Marmara denizi kanla boyansa. Cehennem değil, Çanakkale yansa. Düşman bizi az, silahsız sansa, Çanakkale bizim, zafer bizimdir. Türk'ü, Kürt'ü. Çerkez'i omuz omuza, İngiliz'i, Fransız'ı getirdi dize. Süngülerin sesi tüm ulusumuza, Çanakkale bizim, zafer bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış ne fark eder ki. Sen vur Mehmed'im, düşmanı yeter ki. Yerle bir olsun, akan su dursun, Çanakkale bizim, zafer bizimdir. Çanakkale yolu ateş olsa da, Mehmed'in aşkı yalnız kala da. Çocukları yetim, öksüz olsa da, Çanakkale bizim, zafer bizimdir. Bu savaş dünyaya bedel olmaz mı? Çanakkale boğazı kana doymaz mı? Şehit anaları feryat etmez mi? Çanakkale bizim, zafer bizimdir. Aybüke Nur KAYA- Emine Konukoğlu Ortaokulu Şanlı Türk Askeri Yüzyılımızın en büyük savaşı. Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşını uzatan. Kara ve deniz savaşı. Geçip Çanakkale Boğazı'nı, istiyorlardı almak İstanbul'u. Verir mi hiç Türk askeri, Bir karış toprağını. Şanlı Türk ordusu. Donanmalara karşı, Kazandı yine Türk askeri, Aylar suren deniz savaşını. Kara savaşı da başlayınca, Oldu üç yüz bin askerimiz şehit. Olsun mekanınız cennet. Minnettar size bu millet. Özge Nur YENİÇIRAK Bir Sevdadır Çanakkale Bakmazlar gözünün yasına, inandı onlar Allah aşkına, Rahat etsin vatan diye! Savaştı onlar hiç durmadan, Ey Çanakkale şehitleri... Vatanımız için değerdi kan dökmeye, Değmez mi Çanakkale uğruna ölmeye, Anaların, babaların gözleri yaşlı, Dağlarda, bayırlarda ve denizlerde savaşarak, Issız gecelerde süzülerek. Renksiz bayrağımıza renk veren canlar! Çakır gibi yiğitler savaştı, Aslan gibi yürekler kapıştı. Ne ondan ne de bundan korkar onlar, Akıl alamayacak şeyler başardılar. Kalplerinde vatan sevdasıyla, Kar kış demeden canları pahasına, Adadılar ömürlerini bizlere, Lakin bıkmadı onlar savaşmaya, Etmediler vatanımızı düşmana feda! Emre POLAT-Arıl Kenan Öztürk Çok Programlı Anadolu Lisesi Çanakkale Çanakkale'dir vatanın adı Var on binlerce şehit insanı Vatana feda etti binlerce can Ne vefa bekledi ne mal sonradan Anaları vardı evde ne çare Bekledi dört gözle her hane Yolun sonu şehitlik, kutlu mertebe Çalışmak diyettir, sahip ol emanete Onlar bırakılmaz şehitler unutulmaz Unutmayalım onları ölsek de Onlar ölmez biz ölsek de Çıkar elbet yokuşu, kalmaz sevda tümsek de Şehitler ölmez vatan bölünmez Vatan uğruna neler verilmez Kamiller, Şahinbeyler, Seyitler bitmez Yazdırır, tarihe Çanakkale geçilmez Gizemnur ARSLAN - Osmangazi Ortaokulu Ne Sandın? Dadandı çakal sürüsü benim yurduma, Uyan ey milletim zafer günüdür! Toplandı bütün dünya geçti hücuma, Çanakkale karşılık vermez mi sandın? Birleşti ülkemin tüm yiğitleri. Türk'ü, Kürtü, Laz'ı ve de Çerkez'i. Düşünmeden bir an çocuğu ve eşi Çanakkale sahipsiz kalır mı sandın? Kuruldu cepheler bir bir sıradan, Arıburnu, Gelibolu, çelik tabyadan. Elleri tetikte yürekte iman, Çanakkale ölümden kaçar mı sandın? İşte geldi denizden düşmanın atı, Vurmaya başladı ana vatanı. Bir an düşünmeden yerde yatanı, Çanakkale sessiz kalır mı sandın? Aldı karşılığını düşman askeri, Hiç durmadan vurdu Türk'ün askeri. Simsiyah bir örtü, siyah kefeni Çanakkale şehidi ölür mü sandın? Analar, bacılar harbe koştular, Erlerinin önünde siper durdular. Giden her şehidin yoktur kefeni, Çanakkale şehidini sarmaz mı sandın? Kan revandı denizler, Allah'ım bu ne hikmeti Görsen inan korkarsın, zannedersin kıyamet. Düşmana geçit yok, yok onlara merhamet, Çanakkale intikamını almaz mı sandın? Kınalıydı saçları kurban vatana, Allah'ım rahmet eyle yerde yatana. Azrail esas durur böyle imana, Çanakkale tarihe geçmez mi sandın? Allah razı olsun şehidim senden, Şanlı bayrak aldı rengini senden. Peygamber'in yanında şefaat senden, Allah cennetini vermez mi sandın? Enes KARAŞAHİN - Karahöyük Ortaokulu Antepten Çanakkale'ye Çanakkale derler ki, o nasıl hengame? Anlatmaya yeter mi, onu herhangi name. Kan göletleri vardı Mehmed'imin yanında, Bir kulağı düşmanda, bir kulağı ezanda. Dün anasının kucağında uyuturken ninniler, Bugün parçalanıyor. tam göğsünde mermiler. O Mehmet ki aç susuz, çarpışırken burada. Söz konusu vatansa güller açar yarada. Antep'ten yürümüştü Osman ile Zülfikar, Ne ana geldi akla, ne de eli kınalı yar. Vatan için ölmekti belki de bile bile, Ne çok sevgi sığınıştı şu küçücük gönle. Zülfikar çok yoksuldu, fakirler hanesiydi, Osman da çok küçüktü, evin bir tanesiydi. Zülfikar çok çalışır eve ekmek alırdı, Anası ve bacısı hep minnettar kalırdı. Zülfikarim anası ardından duacıydı, Şimdi aç kalmışlardı, bu hepsinden acıydı. Osman kendi evinin belki tek neşesiydi, Evde tek yankılanan onun tatlı sesiydi. Yaşlı baba üzüldü Osman'ı uğurlarken. Göstermedi kimseye gözyaşını silerken. Günlerce hep yürüyüp dağ ve tepe aştılar, Günlerden sonra bir gün, cepheye ulaştılar. Osman aldı bir silah, kendine pek ağırdı, Top ve mermi sesinden, kulaklar hep sağırdı. Zülfikar tembihledi “ Osman ölme sakın hal” “Seni götüremezsem ne derim ben babana!” Uykusuz, aç ve sefil savaştılar günlerce. Cennet denen vatana şehit gitti binlerce. Osman su içiyordu, habersizdi düşmandan. Hain, yağlı bir kurşun, onu ayırdı candan. Halbuki su içene yılan da dokunmazdı, Bunu hangi kalleşin, hangi kitabı yazdı. Zülfikar hiç durmayıp fırlamıştı yerinden, Osman hakka uçmuştu, yaş düştü gözlerinden. Kara haber Antep'e ondan önce varırdı, Analar yas tutardı, yürekler kararırdı. “Kalk Osman helet” dedi, “Kulun kölen olayım.” Sen Antep'e yetiş de, ben hep burada kalayım. Zülfikar Osman'ını bastı şimdi bağrına, Emanet mektubunu verecekti yarına. Yoldaşı şehit düştü, cephede tek kalmıştı. Acılı yüreğini, bir sıkıntı almıştı. Atıldı aslan gibi, hiç durmadan saldırdı. Yere düşen sancağı hep Zülfikar kaldırdı. Nedensiz bir hafiflik hissetti bedeninde, Bir kurşunun yerinden güller açtı teninde. Vatana can verdiler, bu en büyük zaferdi, Osman ile Zülfikar, cennette beraberdi. Ey Antep, şanlı Antep, gazilerin gazisi! Anlat anlat tükenmez, sende savaş mazisi, Şimdi durup düşünüp o günleri anarsın, Senin yaran derindir, kim dokunsa kanarsın. Deniz Yaren İZCİ — Azize-Abdulkadir-Hamamcıoğlu Ortaokulu Çanakkale'de Diriliş İnceden sızıya bir ok girer şu aciz satırlara. Yüzyılın devirdiği bir destandan mısralarla. Toprak aşınır, kayalar taşınır. bir hayli zamanla, Lakin bu unutulan bir devr-i daim değil. Bir bayrağın şerefi şanı, dillenir dilsiz topraklarda, O zaman ne Şair kalır, ne de aşık buralarda. Taşıyorsan şu şerefi, asiliği ince damarlarında, Bil ki ey insan, emanet sana bu hilal, kızıl bayrakta! Eskimeyen bir destan savrulur şu yanık yüreklerde. Hürriyetin tatlı suyu iz bırakırdı kurumuş dillerde. Bir zafer salınmalıydı bu hak-i vatan tarihine, Kurak bir savaş salgın sürdü memleket Çanakkale'de. Ordular boğazı kesti en berrak yerinden, Topraklar kanla doldu, gölgeler geçti kesesinden. Bir tek adım dönmedi geriye, şehadet şerbetini içmeden. Düşman kir tutmuş kiniyle kalacaktı, Çanakkale'yi geçmeden. Kınalı kuzular düştü toprağa, toprak uğruna, Mehmetçikler destan oldu bu susmuş kulluğa. Analar kurban gönderdi Allaha, vatan yolunda. Duysunlar uyuyanlar, Çanakkale destanı çetindir! Yanık bir türkü yükselir siperlerden acılı. Daha on beş yaşında, giydi şüheda tacını. Ne kurşun işliyor şu günaha, ne de iyi niyet düşmana. Türk'ün imtihanı ağır, lakin çıkarmıyor yürekteki zırhını. Kurşunlar kuşlardan özgür uçuyor kelamsız selamıyla, Yiğitler celalleniyor, dualar yükseliyor arşa! Şehadetler çınlatıyor kulakları peygamber ocağında, İlahi kudret kaldırıyor mermiyi Seyit Onbaşı'nın sırtında! Uğurluyor evladını bir ana, gözleri nemli, Koca, evlat, kardeş... Hepsi dönmez seferli. “Ezan duymayacaksa kulaklar, dalgalanmayacaksa bayraklar. Sakın dönme oğul, sütümün yok sana helali” Çalkalandı memleket, ölümden dirildi bu aziz millet. Sanmasınlar yakıp yıktı; boğazları, toprakları bu ilet! Ne kadar verirse Huda bu vatana cefa, O kadar gönderir bir vatandan yeryüzüne bin vefa. Ey helal toprağımın uğruna can veren şüheda! Sen ki geçmişimin atası, geleceğimin aynası, Sen ki bastığım bağımsızlığın, ödenmez vefası. Sen ki bayrağımın asil sahibi, aydınlatan şafağı! Unutulmaz bu memleketin ölümsüz neferi, İşte karşında dimdik duruyor Çanakkale'nin zaferi! Sen ki bu destanın geleceğe uzanan asil nesli, Bilmezsen geçmişini, bilemezsin bastığın topraklarda haddini! Ey kanlarımda şanını taşıdığım kızıl bayrak! Ey ödenmeyecek hakkın korkusuyla bastığım toprak! Şu aciz satırlar şiirim, Çanakkale şahidim olsun ki Uçmayacak vatanın göklerinde tekbir namahrem kanat! Ayşe Nur İLÇİN-Servi Erdemoğlu MTAL Çanakkale Kanlar İçinde Çanakkale'de yatar oldu binlerce şehit, Anaların yürekleri delik deşik, Küçücük Paşam askere gitmiş, Allah deyip dağları inletmiş. Çanakkale içinde zaferler olmuş, Nöbet tutarken vatan içinde. Kıymetlim kendi kıymetini bilmeden, Önce vatan sonra ben demiş. Analar öpmeye kıyamazken, Düşman askerimin ümidini yitirmiş. Küçücük Paşam'm kanını emerken, Çanakkale geçilmez olmuş. Sarılmak nedir bilmezken al bayrağa. Küçük şehidim kefensiz yatar olmuş, Şimdiki nesil kıymet bilmiyor. Ben olsam ben de yapardım diyor. Uyan şehidim uyan vatanım seni istiyor. Kanlar içinde yatarken Mehmetçik, Ay ve yıldız çıkagelmiş, Askerime aydınlık olsun derken, Namusum şerefim al bayrak olmuş! Baktım kalbim çarpıyor, Annem uyan yavrum uyan diyor! “Çanakkale geçilmez” geçilmeyecek, Şehitler ölmedi ölmeyecek! Kendime zulüm edip durmuşum, Meğer ben hayal kurup uyumuşum, Birden kendimi Çanakkale'de bulmuşum. Düşmanı kendi ellerimle boğmuşum. Duygu ÇİL-Büyükpınar Ortaokulu Çanakkale Gökte ölüm kokusu, top tüfek, ışık ve ses Ölüm öyle yakın ki, sessiz çekilir nefes Boyundan büyük dava kınalı kuzuların Omzuna yüklendi, Seyit Onbaşıların Bir yanda medeniyet denen yedi başlı canavar Diğer yanda yüreği iman dolu cengaverler var İmanlı sinelere kin kusarken top-tüfek Top tüfek olmasa da iman galip gelecek Çanakkale, bir bak hele Kana bulanmış, bak şu hale Vatan, namus uğruna kesti uzanan eli Kesilse de bedenden, başları eğilmedi. Yeniden vücut buldu şerrin yeni kurgusu Hakkın yeni cephesi, bu sefer Çanakkale! Biz ölene kadar elbet gelecek birileri “Çanakkale Geçilmez!” Bu böyle bilinmeli Göğsünü siper etti İslam'ın son ordusu Yine bir destan yazdı, “Geçilmez Çanakkale” Vatan için ölüme göz kırpmadan koştular Geride kalanlara bir cennet bıraktılar Meryem YILDIRIM-Hatice Lütfü Akcan Anadolu Lisesi Rüyamda Çanakkale Gök gürlüyor. Yağmur olsa gerek bu ardı ardına gelen sesler. Sağıma bakıyorum yere düşüyorlar. Ayakları mı kayıyor, bilmem? Soluma bakıyorum kan. Gerçek mi bu? Yağmur damlası değil mi anlımdan akan? Tuzlu, yoğun kan. İçim ürperiyor, gözlerim kararıyor. Derin bir uyku geliyor. Direniyorum, gözlerimi açık tutuyorum. Gözlerimi bir defa kapattığımda açamayacakmışım gibi. Eğer gözlerim kapanır da geri dönemezsem, evdekiler ne yapar? 'Ne yer, ne içerler? Ama olmuyor. Ne kadar çabalasam da kapanıyor gözlerim. Ölüyorum. Ama sıradan bir ölüm değil bu. Mutluluk dolu, huzur dolu bir ölüm. Çünkü ben ölürken kardeşlerimin sesleri göğe yükseliyor. “Çanakkale geçilmez!” Sonra uyanıyorum tekrar. Sıcak yatağımda uyuyup uyanmışım. Şaşkın şaşkın bakınıyorum. Onların, şehitlerimizin kanıyla sulanmış bir çiçek olduğumu anlıyorum. On beşlileri, çoluk çocuk herkesi minnet ve sevgiyle anıyorum. Mirkan DİKEÇ-Gaziantep Kolej Vakfı Özel Liseleri Çanakkale Muhaberesi Bir cephe var, doğdu batıda güneş, Ne analar ağladı, gözü yaşlı bir eş, Şanlı ordunun karşısında hayasızlar, Bunlar Avrupalıymış yamyamdan doğma leş. Kaç donanmayla, girdiniz surlara, Toprak kabul etmedi, sığmadı karaya, Bin fetvayla haber verildi saraya, Seyid'in bakışıyla kayboldu koca donanma. Kadehler içildi, boğaz bizimdir dendi, İman ile değiştirildi, bu kara devri, Çanakkale'de duruyor, ecdadın kan izleri, Böyle bir aşkın dünyada var mı dengi. Kurşunlar iç içe geçti, deniz titredi, “Allah” nidalarıyla, dağlarda yankılandı sesi. Al bayrağın rengine bürünen ecdat, Kelime-i şehadetle, verdi son nefesi. Toprak, ey toprak, vatandır ana Kürtü, Çerkez'i toprak için kol kola Önderin izinde elde bir bomba Koca devletin kalbine girdi, geldi sonaEy ordu! Şehit ordu! Seyre dal. Zaferi önünde kandan bir sandal. Ufkun ardında güneş doğdu sana Sen bu cihanda bakisin; baki kal! Kınanın rengi, kanı tutmaz ağarır. Kurşun sesinden korkan, kulaklar sağır. Bir kurt gibi belli et çehreni. Yıkılmadık ne ev kaldı, ne ahır. Benim askerim gavura vermez yurdu. Kan verdi; alırken, kanlı olur sonu. Bakışları kartalı andıran asker. Hadislerle şereflenen şanlı ordu. Kimi sevdasını, kimi karısını bıraktı. Kalbi alev alev yanarken düşünür mü aşkı. Yardan hatıra bir tel saçı kaldı. Onların aşkı, sevdası Peygamber sancağı. Hamit BEŞİRİK - 8 Şubat Anadolu Lisesi Çanakkale Uğruna Can yandı, canan yandı; tüm Anadolu'da Ordu zafer tutkunu cephe yolunda... Ne kurbanlar verildi bu vatan uğruna. Bu millet boyun bükmez Allah'tan gayrısına... Unuttun mu nineni, dedeni, Onbaşı Seyit'i? Sen onu bunu beğenmezken onlar kefensiz gitti. “Hasta Adam” dediler, Darbeyi vurmaya yüklendiler. Önce boğazı geçecek sonra İstanbul'a girecekler. Lakin unuttukları tek şey, Mehmetçiğin kanıyla öreceği duvar. Top, tüfek değil yalnız, Büyük bir imanla yapıldı savaşımız. Çanakkale zaferiyle İstanbul işgalden kurtuldu, Yardım gitmeyince Rusya'da Çarlık rejimi yıkıldı... Mustafa Kemal adını dünyaya duyurdu, “Ya istiklal ya ölüm” tek şartı. Dillere destan gururla anlatacağımız bu savaşta, Yaralı askerimize bile silah sıkmaktan çekinmediler, Boğazı geçemeyip derin sulara gömüldüler. “Çanakkale geçilmez!" dedi, Şehitler Abidesi dikildi. Üç yüz bin şehit verdik, Dünya başımıza yıkıldı. Çanakkale'de üç yüz bin şehit, Yine Çanakkale'de üç yüz bin ağızdan şehadet. Düşmana geçit vermedik, Geri çekildi çabucak. Yine Çanakkale'de zafer çığlıkları Hep bir ağızdan yükselir sevinç sesleri. Allah'tan rahmet diliyor, Ruhları şad, mekanları cennet olsun... Fatma YORDAM - Kaşıbeyaz Ortaokulu Çanakkale Kafirin zulmüne inat, bu iman içimde, Geçilmez içimden, Bu toprak şeref. Namus için hiçim ben. içim hür, tutsaklık içimde, sema senin. Med-cezirde kana düşmüş sema benim. iman tahtamda bir kamer. Ben toprağıma kök semazenim. Vatan hasretinde gül fidanı nesil, Aklım yarda, bedenim toprağa esir. Bu can vazgeçmez bin asır, Boğazda namert, kanım topraktan türesin. Çanakkale içimde bir türbe, önünde atı İçimde namerde cenk, binlerce zatlı... Onlar ecdada sarılmış, Ne mutlu zaferde şehadet mukadderati... İblise sarıya çalmış kor ateş, kısır döngü, Hilal-i Ahmer'den kan pervasız döndü. Ben ilk namusum için Kerbela'da öldüm. Haktan imanla kafire açtı Haşan göğsü. Seyit'in bismillahına bir ülke sığdı. Benim gücüm Allah'tan imana sığdım. Allah yar oldu bana. Kanım toprağıma sığdı. Geçilmez boğazımdan, bu düşmanın yanılışı, Bu toprak namusum, alışın! Bir iman durur karşında, Bu kafiri son uyarışım. Murat TAN - Kanuni Sultan Süleyman MTAL Çanakkale Sesi Gölgen aşıyor yankılı kayaları, karlı dağları, Anadolu'dan geliyor Çanakkale kahramanları. Elbiseleri yırtık, her tarafı yamalı Vatan yolunda şehit olmak tek umutları. Karlı yollarda donuyor, titriyor bacakları, Soğuktan buz tutmuş kirpikleri, kaşları Yanlarında analarının ağıtlarıyla gözyaşları Göğüslerinde mektupları, al bayraklar... Buz tutan titreyen parmak uçları. Uzun yollarda vatan uğruna çabaları, Fani dünyada böyleymiş alın yazıları, Kulaklarında çınlıyor Çanakkale çığlıkları. Çanakkale'nin sesi aşıyor Türkiye'nin ufkunu, Düşman geçemiyor Türkün etten surunu , Nusret Mayın Gemisi'nin topunu, Düşmanlar görünce kesiyor umudunu. Al bayrağı taşıyor önde bir kahraman eli; Cılız bir insan ama yüreği sanki deli. Buz tutan bedeni bile taşımaya hevesli, Genç şairler bu olaya destan düzmeli. Seyit Onbaşı yüklemiş sırtına koca mermiyi, Duyuyormuş sesini, çıtırdarken kemikleri. Yükleyince mermiyi topa, doğru İleri! Düşman donanmasından geri ne insan kaldı ne gemi! Şehit ya da gazi fark etmez kahramanlara, Yer yok bu topraklarda zalim düşmanlara, Bayrak dikilmiş vatan topraklarına. Mezar olur Çanakkale namert ayaklarına. Mustafa Kurt - Yığınlı Ortaokulu Bir Mehmetçiğin Dilinden Günlerdir elde, bir parça bayat ekmek Tek gaye, tek hedef, düşmanı yere sermek Koşulsuzca savaşmak, savaşabilmek, Ana için, yar için, sevda için! Hasan'ımın Ahmetimin yüzü akmer mi akmer, Cephede sayısız asker, tüm akvam-ı beşer, Nihayet evlere salındı, bir muştu, bir haber, Toprak için, bayrak için, barış için! Memleketime akan gözyaşını görebiliyorum, Göğe bir ses yükseliyor duyabiliyorum, “Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” Evlat için, namus için, kardeş için! Uğruna akan kan var, Çanakkale'm! Sana kurban olan can var, Çanakkale'm! Sevdiğini unutan var, Çanakkale'm! Cihat için, arş için, hak için! Mehmetçiğim gürlüyor, Allah Allah! Bu coşku kelimelere sığmaz, mustalah! Toprağım bana yuva, bir buse gah! HER-ŞEY-VATAN-İÇİN! Sena KOSKA - Yasemin Erman Balsu Anadolu Lisesi Dönmeyi Düşünmediler Kaç şehit vermiştik göz göre göre? Kaç yiğit kaybetmiştik? Kaç vatan evladımızı yitirmiştik, Avrupalının kanlı oyununa? Bayrak anlam taşımaz ölmeyince uğrunda. Anzak, İngiliz'i, Fransız! kısılıp kalmıştı. Düşmana mezardı Çanakkale. Bizi nereden yıkacağını bilmekteydi Avrupalı. Duvar gibi dikildi karşısına tüm ülke. Anafartalar, Arıbunu, Kilitbahir, Conkbayırı... Düşmana cehennem olacaktı Gelibolu Yarımadası. Kurtuluşun tek çaresi Çanakkale Savaşı. Yurdumun toprağı bil-fil işgal edilmiş , düşünceler kördüğüm... Çanakkale geçilmez ! Ya istiklal ya ölüm! Avrupalı gelmiş ülkeme en üstün silahlarla, Yılmadı Mehmetçik, süngüleriyle saldırdı hain düşmana. Güçsüz sandılar milletimi, budur en büyük gaflet, Düşmanın gemilerini batırdı, Mayın Gemisi Nusret! Anlatmış Avrupalı askerine , oraları almak çok kolay. Düşmana sonuna dek direndi 57. Alay. Sarmıştı düşmanı yenilgi korkusu, Nice kahraman evladını yitirdi Türk Ordusu. Aç kaldılar, susuz kaldılar, bitap düştüler, Hiçbir zaman geri dönmeyi düşünmediler. Düşman sarmış dört bir yandan, burası benim yurdum, Kocaçimen'den seslendi Mustafa Kemal “Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum!” Özgür Baran TUÇ-Necip Fazıl Kısakürek Anadolu Lisesi Çanakkale Askeri Kolay kazanılmadı bu toprak. Kalkardı asker doğmadan şafak. Top, tüfek pek yoktu ancak, Pek şanlı bizim al sancak. Yüreği kaygılı ey büyük asker! Evdeki çocuk artık seni bekler. Sana dokunan düşman olsun beter. Bu millet sana teşekkür eder. Toprağıma düşman giremedi. Çok uğraşsa da giremezdi. Ne oldu İngiliz gemileri? Bizim Koca Seyit'i geçemedi. Vatanın her karış toprağı, askerin seccadesi Asker kendini vatana feda etti. Atatürk taarruzu değil ölmeyi emretti. Düşman Çanakkale'yi geçemedi. Binlerce şehit Gelibolu'da Anaların gözleri hep yaşta Canlar feda dediler vatana Düşman, Çanakkale geçilmez anla! Salih Bolu - Yalangoz Ortaokulu Çanakkale'nin Cesur Yiğitleri 18 Mart 1915 tarihinde, Düşman Çanakkale'ye gelecek. Sen korkma ey Çanakkale! Bu destan hiç sönmeyecek. Çanakkale bir cennettir. Oraya düşman giremez, Sakın girmeye çalışma, Çanakkale geçilemez! Tabur tabur dizilmiş, Cephede Mehmetçikler, Savaşın! Kardeşlerim, Allah bizlerle beraber. Bugün bizim günümüz, Düşman elbet kaçacak. Sizler umudunuzu yitirmeyin, Zafer bizim olacak. Bir Mehmetçik yerde yatıyor. Üzerinde kanlı bez, Şunu unutmayın ki Çanakkale şehitleri ölmez. Ey Türk bayrağının ay ve yıldızları! Sizler artık Çanakkale'nin kahramanları, Döktünüz bizler için kanlarınızı, Ne olur, hakkınızı helal edin. Yurdumuzun sultanları. Samet KAPLAN - Şahinbey Ortaokulu 18 Mart'ta Çanakkale Çıktı mı düşman yola, geçti mi taarruza Arşın yükselsin asker, geç savunmaya Naaşı yükselsin şehitlerin, yemin et kurtarmaya Ant iç ey asker düşmanı kaçırmaya Kutludur zafer sana, kurtulan vatan uğruna Kuvveti hakikattir Türk ordusunun Andı mı adını zaferin “La” derler düşmana kurtarırlar vatanı Ezdirmezler düşmana bu vatan toprağını Suladı toprağı şehitlerin kanı Anlamaz ki düşman kör olmuş gözleri Vurun yiğitler kötü kalplere hançeri Anlar ki o zaman belki kaybedeceğini Şanıyla yücedir Türk ordusu zaferi Işık tutun yükselsin Çanakkale Savaşı Bugün dalgalansın göklerde al bayrağım Ne mutlu bu güne şehitlerimi anarım Nicedir bu yiğitlik ana şaşarım Bilirim semayadır, atılan her bir adım Dilerim bitmesin sulh ve barışım Kalemimde zaferin seni yazdım Çanakkale Dilimde türküm destanını söylerim Bugün 18 Mart, gençlik uyan şimdi zaferin Koru vatanı, vatan emanetin Kutludur bugün Çanakkale Zaferin. Dereli Milli Eğitim Müdürlüğü
çanakkale zaferi ile ilgili yazı uzun